17. Hukuk Dairesi 2017/134 E. , 2018/19 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl ve birleşen davada, davacı vekili; davacının yolcu olarak içinde bulunduğu minübüsün devrilmesi suretiyle meydana gelen trafik kazasında davacının kalıcı iş gücü kaybı oluşturacak şekilde yaralanarak belden aşağısının felç olduğunu, zararlarının karşılanması için davalı ... şirketine çekilen ihtarnamenin 14.06.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, 8 iş günü içinde ödeme yapmayan davalının 27/06/2012 tarihinde temerrüde düştüğünü ileri sürerek şimdilik 100,00 TL sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatının 27/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile şimdilik 1.000,00 TL ömür boyu bakıma muhtaçlıktan dolayı bakıcı gideri ve tedavi malzemeleri için tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 14.11.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile beden gücü kaybından kaynaklanan talebini 225.000,00 TL, ömür boyu bakıma muhtaçlıktan doğan talebini ise 225.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Asıl ve birleştirilen davada davalı vekili; davacı tarafından yapılan müracaatta gerekli tüm belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle sorumluluklarının bulunmadığını, geçmişe yönelik faiz istenemeyeceğini ve dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının beden gücü kaybından doğan 225.000,00 TL maddi tazminatın 27/06/2012 tarihinden itibaren, davacının ömür boyu bakıma muhtaçlıktan doğan 225.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükmün davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 07/03/2016 gün ve 2014/5013 Esas 2016/2809 karar sayılı ilamı ile "asıl ve birleştirilen davalar için tek hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı" gerekçesiyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece, bozma ilamının gerekleri yerine getirilerek asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulü ile davacının beden gücü kaybından doğan 225.000,00 TL maddi tazminatın 27/06/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve davacının ömür boyu bakıma muhtaçlıktan doğan 225.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili tarafından temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş ve mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa, davacının yolcu olduğu araç ticari nitelikte minübüs olduğundan temerrüt faizi olarak avans faize hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca bozmaya uygun hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının asıl davaya ilişkin 1.kısmının 1. bendindeki "yasal" ibaresinin "avans" olarak, yine hüküm fıkrasının birleşen davaya ilişkin 2.kısmının 1. bendindeki "yasal" ibaresinin "avans" olarak, düzeltilmesine ve bozmaya uygun hükmün hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.