Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2454
Karar No: 2019/839
Karar Tarihi: 02.07.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2454 Esas 2019/839 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2454 E.  ,  2019/839 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki “şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda Ankara 9. İcra (Hukuk) Mahkemesince şikâyetin kabulüne dair verilen 24.06.2015 tarihli ve 2015/350 E., 2015/539 K. sayılı karar, borçlular (..., ..., ...) vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 30.11.2015 tarihli ve 2015/27399 E., 2015/29805 K. sayılı kararı ile;
    “...Alacaklı Türkiye İş Bankası tarafından kredi borçlusu Tek Ay Ltd. Şti. ve ipotek verenler hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sırasında dosya alacağının takip alacaklısı banka tarafından tüm teminatlarıyla birlikte 15/07/2014 tarihinde ..."a temlik edildiği, şikayetçi 3. kişi ..."nın ise borçlu şirketin dosya borcunu ödediğinden bahisle Türk Borçlar Kanunu"nun 127. maddesi gereğince alacaklıya halef olduğunu belirterek gerekli temlik işlemlerinin ifası ve ipoteklerin nakli için alacaklıya muhtıra gönderilmesi talebinin, icra müdürlüğünce 14/04/2015 tarihinde reddedildiği, bu işleme yönelik şikâyetin mahkemece kabulü ile müdürlük işleminin iptaline karar verildiği görülmüştür.
    Şikâyetçi 3. kişi tarafından takip konusu borç ödenip takip dosyası infaz edildiğine göre ödemeyi yapan 3. kişinin ileri sürdüğü iddiaların sonuçlanan takip dosyasında değerlendirilip kabul edilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. O halde mahkemece şikâyetin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…”
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    İstem, icra memuru işleminin şikâyet yolu ile iptaline ilişkindir.
    Şikâyetçi-üçüncü kişi vekili; Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2013/18779 Esas sayılı dosyasında alacaklı Türkiye İş Bankası tarafından kredi borçlusu Tek-Ay…Ltd. Şti. ve ipotek verenler ..., ..., ... ve ... hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde bulunulduğunu, takip devam ederken alacaklı bankanın ..."a TBK’nun 183 vd. maddeleri uyarınca kredi sözleşmesine konu alacağın tüm teminatları ile birlikte temlik edildiğini, temlik alanın alacaklı konumunu kazandığını, bu arada borçlu şirketin müvekkiline borcun ödenmesi konusunda müracaat ettiğini, müvekkilinin borçlunun bu talebinin koşullu olarak yerine getireceğini belirterek kredi sözleşmesine konu alacağın kendisine kanunen temlik edilmesi hususunda alacaklıya TBK’nun 127/2. maddesi gereğince ihbarında bulunur ise alacağı temlik almak ve alacaklıya halef olmak koşulu ile dosyaya ödeme yapacağını bildirdiğini, bunun üzerine kredi ve takip borçlusu Tek-Ay...Ltd. Şti."nin Ankara 10. Noterliğinin 10.04.2015 tarihli ve 7677 yevmiye numaralı ihbarını alacaklıya gönderdiğini, ihbarnamenin alacaklıya ulaşmasını müteakip müvekkilinin Ankara 28. İcra Müdürlüğünün icra dosyasına müracaat ederek ihbarname aslını dosyaya ibraz ederek TBK’nun 127/2. maddesi uyarınca alacaklıya halef olmak koşulu ile dosya borcunu kapatarak gerekli temlik işlemlerinin ifası, ipoteklerin nakli ve diğer icra dosyalarının da temliki hususunda alacaklıya muhtıra tebliğini talep ettiğini, bu talebin icra müdürlüğünün yetki alanında kalmamasına rağmen 14.04.2015 tarihinde reddedildiğini belirterek müdürlüğün 14.04.2015 tarihli kararının kaldırılarak TBK’nun 127/2. maddesi koşulları gerçekleştiğinden müvekkilinin kanuni halefiyet-temlik talebinin kabulünü, müvekkilinin UYAP sisteminde alacaklı olarak kayıt edilmesini, kredi sözleşmesinin teminatlarının (rehin, ipotek, senet vs.) müvekkile devri hususunda ..."a muhtıra tebliğini, dosyaya yatan paranın hali hazırda alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
    Temlik alacaklısı ... vekili; dosya borçlularından Tek-Ay…Ltd.Şti. tarafından müvekkillerine hitaben keşide edilen Ankara 10. Noterliğinin ihtarnamesi ile TBK’nun 127/2. maddesine göre borcu şikâyet edenin ödeyeceği ve aynı Kanunun 190. maddesi gereğince de bilgi ve belge talebinde bulunulduğunu, icra müdürlüğünce şikâyet edenin yaptığı ödemenin tahsilat kabul edilerek satışın düşürüldüğünü ve şikâyet edene dava açması için süre verildiğini, icra müdürlüğünün şikâyet edenin açık ve halefiyet koşuluna bağlı ödemesinin tahsilat olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, buna rağmen müvekkile ödeme yapılmamasının da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca şikâyet edenin ihtarnamesine karşı Ankara 24. Noterliğinin 24.04.2015 tarihli ve 11758 yevmiye no lu ihtarnamesi ile yanıt verildiğini, TBK’nun 127. maddesinde müvekkilinin haklarına halef olabilmeleri için izin ve onay verme gibi bir düzenleme bulunmadığını, 190. maddesinin müvekkilinin kendi rızası ile alacağını temlik etmesi hâlinde geçerli olacağını, müvekkilinin rızası dışında alacağını temlik etmeye zorlanamayacağını şikâyet edene bildirdiklerini, borçlu tarafından yapılan ihbarla birlikte şikâyet eden tarafından yapılan ödemenin TBK’nun 127/2. maddesine göre şikâyet edenin müvekkiline halefiyeti sonucunu doğurduğunu ancak takip talebinde belirtilmesine rağmen icra müdürlüğünce hesaba katılmayan takip talebinde “gayri nakdi alacaklarımız” başlıklı A ve B bölümünde belirtilen tutarlarında müvekkili tarafından bankaya ödendiğini, bu hususun temlik sözleşmesinde açıkça mevcut olduğunu bu bedel ödenmeden ve temlik sözleşmesinde bütün dosyaların ancak tamamının devredilebileceği şarta bağlandığından müvekkilinin bu dosyayı temlike yanaşmadığını belirterek dosya borcunun tamamının ödenmesi ve herhangi bir masrafa katlanmak zorunda kalmamaları hâlinde şikâyet edenin talebinin hukuka uygun olduğunu, şikâyetin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; TBK’nun 127/2. maddesine göre üçüncü kişinin alacaklı yerine geçerek onun haklarına sahip olmak amacıyla ödeme yapması durumunda ödeme yapan kişiye halefiyet hakkını tanıdığı, bu hakkın kullanılabilmesi için iki şartın bulunduğu, bunlardan birincisinin borçlunun bu hususu alacaklıya ihbar etmesi, ikincisinin ise borcun ödenmesi olduğu bu durumda kanuni halefiyet hakkının yasa gereğince gerçekleşeceği, borçlu Tek-Ay...Ltd. Şti tarafından alacaklıya ihtarda bulunulduğu, ihtardan sonra şikâyet eden üçüncü kişi tarafından dosya borcunun ödendiği, icra müdürlüğünün 14.04.2015 tarihinde üçüncü kişinin halefiyet talebinin reddine ilişkin kararının yerinde olmadığı, ayrıca üçüncü kişinin alacaklıya halef olması nedeniyle satış işlemlerinin durdurularak satışın düşürülmesi ve ipotekli taşınmazlar üzerinde bulunan şerhin kaldırılması yönündeki işlemlerinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle şikâyetin kabulüne, Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2013/18779 esas sayılı dosyasında verdiği 14.04.2015 tarihli kararın iptaline karar verilmiştir.
    Borçlular (..., ..., ...) vekilinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
    Mahkemece önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı borçlular (..., ..., ...) vekili tarafından temyize getirilmektedir.

    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından şikâyetçi-üçüncü kişinin alacaklıya halef olması yönündeki talebinin İcra Dairesince reddine ilişkin kararın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce mahkemece verilen ilk kararda “…1-ŞİKAYETİN KABULÜNE; Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2013/18779 Esas sayılı dosyasında verdiği 14/04/2015 tarihli kararın iptaline,…” karar verilmesine karşın, bozma sonrası direnme kararında “…Davanın KABULÜYLE; Yargıtay 12. HD"sinin 30.11.2015 gün ve 2015/27399-29805 E-K sayılı ilamına karşı önceki kararımızda DİRENİLMESİNE…” şeklinde karar verilmesi ve müdürlük kararının iptali yönünde hüküm tesis edilmemesi nedeniyle direnme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı hususu ön sorun olarak ele alınıp incelenmiştir.
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde belirtilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesi;
    “(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
    a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
    b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
    c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
    ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
    d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
    e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
    (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
    şeklinde düzenlenmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın 294. maddesinin 3 fıkrasında ise “Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir.
    Somut olaya gelince; mahkemece direnmeye ilişkin kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm bölümünde yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış, sadece "...Davanın KABULÜYLE; Yargıtay 12. HD"sinin 30.11.2015 gün ve 2015/27399-29805 E-K sayılı ilamına karşı önceki kararımızda DİRENİLMESİNE…" denilmekle yetinilmiş, şikâyete konu müdürlük kararının iptali yönünde hüküm tesis edilmeyerek açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır.
    Bu durumda yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Yerel mahkeme kararı, bozma kararı ile birlikte ortadan kalkıp hukuki geçerliliğini yitirmekte olup, bozulan karar sonraki kararın eki niteliğinde olmadığından mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır.
    Bu itibarla yerel mahkemece usulüne uygun direnme hükmü kurulması için işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin kararın usulden bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Borçlular (..., ..., ...) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen gerekçelerle usulden BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"na 5311 sayılı Kanunun 29. maddesi ile eklenen "Geçici Madde 7" atfıyla uygulanmakta olan aynı Kanun"un 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.07.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi