18. Ceza Dairesi 2017/7372 E. , 2018/2784 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Göçmen kaçakçılığı
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A)Sanık ...’nin, 24.05.2017 tarihli dilekçesindeki, “temyiz hakkımdan vazgeçiyorum” biçimindeki talebinin, temyiz isteminden vazgeçme niteliğinde olduğu,
Anlaşıldığından, sanık... müdafiinin tebliğnameye uygun olarak temyiz davası isteği hakkında KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
B)Aşağıda isimleri yazılı olan sanıklar hakkında göçmen kaçakçılığı suçu yönünden kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre ve hükmolunan cezanın süresi itibarıyla koşulları bulunmadığından sanık ...’in duruşmalı inceleme isteminin CMUK’nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilerek, yapılan incelemede;
09.06.2015 tarihli 1. eylemde;
, ...’a,
16.06.2015 tarihli 2. eylemde;
..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ...’a,
17.06.2015 tarihli 3. eylemde;
..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ...’a,
29.06.2015 tarihli 4. eylemde;
..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ...’a,
10.07.2015 tarihli 5. eylemde;
..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ...’a,
22.07.2015 tarihli 6. eylemde;
..., ..., ..., ..., ..., ... ile ...’a,
23.07.2015 tarihli 7. eylemde;
..., ..., ..., ..., ... ile ...’a,
Yükletilen göçmen kaçakçılığı eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Birden fazla göçmen kaçakçılığı suçuna iştirak ettikleri anlaşılan sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ile ... hakkında, iştirak ettikleri her bir suç için ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, TCK’nın 43. maddesi uygulanarak tek bir hüküm kurulmuş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
TCK"nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile uygulanma olanağı ortadan kalkmış ise de, bu hususun infaz aşamasında resen gözetilebileceği,
Anlaşıldığından, sanık ..., ..., ... ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafiilerinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
C)09.06.2015 tarihli 1. eylemde, sanıklar ... ile ..., 16.06.2015, 17.06.2015, 29.06.2015, 10.07.2015, 22.07.2015, 23.07.2015 tarihli 2, 3, 4, 5, 6 ve 7. eylemlerde, sanık ... hakkında göçmen kaçakçılığı suçu yönünden kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizinde;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık ...’ın, emanet paraların yatırıldığı ... isimli işyerinde sürekli bulunduğu, Suriyeli göçmenleri karşıladığı, paraların yatırılmasına yardımcı olduğu ve organizasyonun içinde bulunduğu kabul edilerek cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, suçlamayı reddeden sanığın, ... isimli işyerinin sahibi olan ...’ın akrabası olması ve bu kişi ile aynı evde yaşaması, aynı evde suçun faili olup suça karıştığı kabul edilerek cezalandırılmasına karar verilen sanığın oğlu olan ...’ın da yaşaması, yabancı olan sanığın aynı evde yaşadığı akrabası ile oğlunun çalıştıkları işyerine gitmesinin hayatın olağan akışına uygun olması, kaldı ki işyerine emanet para yatıran göçmenler ile suç faillerinin sanık ...’ın, bu işyerinde çalıştığına ya da göçmenlerle ilgilendiğine dair bir anlatımlarının bulunmaması karşısında, göçmen kaçakçılığı suçunun işlendiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve cezalandırmaya yeterli delillerin neler olduğu açıklanmadan, CMK"nın 230/1-b maddesine aykırı olarak mahkumiyet kararı verilmesi,
2-09.06.2015 tarihli 1. eylemde, sanık ...’in, dosyanın tutuklu iş olması nedeniyle tensiben duruşmaya zorla getirilmesine karar verildiği, zorla getirme emrinin infaz edilememesi üzerine ilk duruşmada sanığın yeniden zorla getirilmesine karar verildiği, bu aşamaya kadar sanığa iddianamenin tebliğ edilemediği, sanığın 02.10.2015 tarihli celseden bir gün önce mahkemeye sunduğu dilekçede, “iddianamenin kendisine tebliğ edilmediği, hakkındaki suçlamayı bilmediğini belirterek savunmasının hazırlanması için kendisine bir sonraki celseye kadar süre verilmesi talebinde” bulunduğu halde, aynı gün resen açılan celse üzerine sanığa iddianame tebliği yapılmadan ve sanığın mazeret dilekçesi hakkında herhangi bir karar verilmeden sanığın savunma hakkını kısıtlayacak biçimde, savunmasının alınması suretiyle CMK’nın 176/4 ile 190/2. maddelerine uyulmaması,
3-Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararının uygulanması zorunluluğu,
Kanuna aykırı ve sanık ... ile sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak sanık ... açısından başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.