11. Hukuk Dairesi 2016/8416 E. , 2018/2213 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 29/02/2016 tarih ve 2015/764-2016/126 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20.03.2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin gıda alanında süpermarket işletmeciliği faaliyetinde bulunan bir şirket olduğunu, davalı bankanın .../... Şubesi aracılığı ile nakit toplama hizmeti kapsamında .../09/2011 tarihinde AB30956 nolu Vakıfbank Konteynır Toplama/Teslimat Makbuzu ile davalının görevli ekibine 402.600,00 TL parayı müvekkili şirket hesabına yatırmak üzere teslim ettiğini, bu paranın bankaya ulaştığında yapılan kontrolünde miktarının 402.570,00 TL olarak sayıldığını ve bu şekilde tahsilat makbuzu düzenlendiğini, paranın tamamının davacı şirket hesabına yatırılması gerekirken yalnızca 202.570,00 TL"sinin hesaba yatırıldığını, kalan 200.000,00 TL"nin ise banka zimmetinde kaldığını, müvekkili şirketin bu paranın da hesabına geçmesi konusunda davalı bankadan talepte bulunmasına rağmen davacının hesabına geçmediğini ileri sürerek, davalı zimmetinde kalan 200.000,00 TL"nin .../09/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 402.570,00 TL"nin davalı banka elemanları tarafından teslim alındığını kabul ederek davacının şifahi talimatıyla paranın 200.000,00 TL"lik kısmının dava dışı ..."ye şeker sipariş avansı açıklaması ile hesaba yatırıldığını, banka hesabı ile ilgili işlem yapan davacının bu işlemi görüp sesini çıkarmadığını, bu şekilde yapılan havale işlemine zımni olarak onay verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; dava konusu işlemin yapıldığı gün olan .../.../2011 tarihinde saat 16.08"de bir kez ve bu tarihten .../11/2011 tarihine kadar da pek çok kez loğin, parola, statik şifre ve dinamik şifre kullanmak suretiyle davacının hesabına girerek hesap ekstresi görüntülemesi ve dava konusu işlemi görmesi nedeni ile bu işleme icazet vermiş sayılacağı kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 22/03/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
1- Dava, davalı Banka’daki vadesiz mevduatta bulunan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
...- Davacı vekili, müvekkilinin hesabına yatırılmak üzere, davalı Bankanın konteynır toplama ekibi tarafından düzenlenen belge ile banka görevlisine 402.600 TL’nin teslim edildiğinin ve bu paranın banka görevlisince 402.570 TL olarak sayıldığının sabit olmasına rağmen, sadece 202.570 TL’sinin müvekkilinin hesabına yatırıldığını, kalan 200.000 TL’nin ise banka görevlilerinin zimmetinde kaldığını, bu miktarı bankadan yazılı ihtarla istemesine rağmen ödenmediğini ileri sürerek banka zimmetinde kalan 200.000 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
...- Davalı Banka, 200.000 TL’nin, dava dışı ... Ltd’nin şeker siparişi avansı açıklamasıyla hesaba yatırıldığını, ancak bu miktarın bankaya değil, davacı şirketin çalışanı ...’e ve onun bulunduğu adreste teslim edildiğini, dolayısıyla 402.570 TL’nin aslında 200.000 TL’sinin anılan şirket tarafından banka yerine davacı şirkete teslim edilen meblağ olduğunu, davacının da bu işleme onay verdiğini savunmuştur.
4- Davacı vekili ile cevaba cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin yıllık 28 milyon TL cirosu ve 1600 çalışanı olan bir şirket olduğunu, ... şirketinin böyle bir meblağı müvekkili şirkete getirip teslim ettiği iddiasının doğru olmadığını, ... şirketinin böyle bir parası olsaydı bunu getirip elden müvekkili şirkete vermek yerine götürüp banka şubesine teslim edeceğini savunmuştur.
5- Davalı Banka zırhlı araç kayıtlarından, banka görevlisinin ....09.2011 tarih ve 14.22 saatli makbuzla 402.570 TL’yi, banka hesabına yatırmak üzere davacıya ait işyerinden bizzat sayarak teslim aldığı ve bankaya getirerek davacı şirketin hesabına ....09.2011 tarihinde saat 14.27’de, 202.570 TL olarak yatırdığı konusunda bir ihtilaf yoktur. Bunun dışında, yine ....09.2011 tarihinde saat 11.... de, ... şirketinin talimatı üzerine davacı şirketin hesabına 200.000 TL yatırıldığı anlaşılmaktadır.
6- Davalı Bankanın kabulüne göre, ... firması elemanı, 200.000 TL’yi sabah saatlerinde davacı şirketin işyerine götürmüş ve yetkili çalışanı ...’e teslim etmiş, sonra bankanın ... şubesine gelmiş ve davacı ... A.Ş’ye 200.000 TL ödeme yaptığını, bu paranın bankaya teslim edileceğini ve yapılan doğrudan ödeme için Bankanın dekont kesmesini talep etmiş, Banka görevlisinin de ... A.Ş. yetkilisi Sema’yı araması ve onun da ödemeyi teyit etmesi nedeniyle, sanki meblağ doğrudan bankaya ödenmiş gibi dekont tanzim edilmiş, ancak 200.000 TL’lik bu para öğleden sonra zırhlı araçla davacıya ait işyerinden, davacı şirketin ayrıcı hesaba yatıracağı 202.570 TL birlikte 402.570 TL olarak teslim alınmış ve her iki ödeme için ayrı ayrı hesaba yatırma işlemi yapılmıştır. Davacı şirket ise, ... şirket yetkilisinin müvekkiline yaptığı böyle bir ödeme olmadığında ısrarlıdır. Hatta bu paranın alımıyla ilgili aralarında ... 6.Asliye Ticaret Mahkemesinde devam etmekte olan bir dava bulunmaktadır.
7- İspat yükünün davalı bankada olduğu, bankaların yüksek özen kuruluşları olarak en ufak kusurlarından dahi sorumlu oldukları konusunda Daire heyetimiz arasında bir görüş ayrılığı yoktur. Davalı Banka kayıtlarına göre, ....09.2011 günü saat 11....’de ... şirketi 200.000 TL’yi davacı şirket hesabına ödenmek üzere bankaya teslim etmiştir. Aynı gün saat 14.22 de ise, banka hesabına yatırılmak üzere, bizzat kendi zırhlı aracıyla 402.570 TL’yi davacıya ait işyerinden teslim almıştır. ... şirketi, yatırmış gözüktüğü dekontla, davacı şirkete 200.000 TL avans yatırmak suretiyle davacıya karşı alacaklı pozisyona geçmiştir.
8- Davalı Banka savunmasını, telefon kayıtları, kamera kayıtları, kasa kayıtları ve hesap ekstreleri ile ispat etmek istemiş, ancak benimsenen bilirkişi raporunda da kabul edildiği üzere her hangi bir ispat vasıtası bulunamamış, sadece, müşteki davacı şirketin bankaya para yatırma, teslim, hesaba geçme ve günlük işlemleri izlemede oldukça titiz ve hassas bir firma olduğu halde hesapta eksik görünen para için 01.11.2011 tarihinde bankaya ihtar çektiği, oysa hesabını günlük takip eden şirketin daha titiz olması ve bankayı arayıp durumu düzelttirmesi gerekirken sessiz kalmasının düşündürücü olduğu ifade edilmiştir.
9- Dairece, davanın kabulü yönündeki önceki mahkeme kararı, log kayıtlarından davacı şirketin, dava konusu işlemin yapıldığı gün 16.08 de bir kez ve sonraki günlerde de hesabı kontrol ettiğinin anlaşılmasına göre, davacı şirketin hesap ekstresini görüntülemek ve havale işlemini görmek suretiyle işleme icazet vermiş sayılıp sayılmayacağı tartışılmadan karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Bozulmuş, bozma sonrasında bozmaya uyarak yargılama yapan mahkeme, davacı yanca hesaba girilmiş ve ekstrenin görüntülenmiş olmasına rağmen yapılan işleme ses çıkartılmamasının işleme icazet anlamına geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
...- Bilirkişi, mahkeme ve Dairemiz çoğunluğunun kabulü uyarınca, davalı Banka’nın iddiasını ispat etmesi gerekirken yazılı delil ve belgelerle ispat edemediği, ancak davacı şirket yetkililerinin hesap ekstreleri aldıkları ve varsa hesaptaki hataya itiraz etmeleri gerekirken itiraz etmemeleri nedeniyle, davalı bankanın savunmasının zımnen kabul etmiş sayılacağı görüşü benimsenmiş ise de, olayın ....09.2011 tarihinde meydana geldiği, hesap dökümlerinden davacının davalı bankadaki hesabının, günlük ortalama 70’in üzerinde işlemin yapıldığı oldukça aktif bir hesap olduğu, kendilerinden alınan 402.570 TL’lik meblağ ile, hesaba yatan meblağın aynı miktar olması nedeniyle, aslında kendilerinin teslim ettiği miktarın 200.000 TL’sinin ...’nun borcu karşılığı hesaba yatırılmış olduğunu ilk anda fark edilmemiş ve derhal tepki verilmemiş olmasının işleme icazet olarak yorumlanmaması gerekir.
11- Davada, dava dışı ... Ltd. şirketine ihbarda bulunulmasına rağmen, davalı Banka yanında yer alması gereken ihbar olunan davaya cevap vermemiş ve Bankanın savunmalarını doğrulayacak her hangi bir beyanda bulunmamıştır.
...- Dosyada bulunan 01.11.2011 tarihli Noter ihtarnamesi ile davacı şirketin davalı Banka’yı hesaptaki hata nedeniyle ihtar ettiği ve hesapta eksik görünen 200.000 TL meblağı talep ettiğinin mahkemece nazara alınmamış ve karar yerinde tartışılmamış olması bozma nedeni sayılmalıdır. Kanımızca aradan 38 gün geçmiş sayılması yapılan işleme icazet olarak değerlendirilmemelidir.
...- Öte yandan, ihtarnamenin 4 no’lu bendinde, bu tarihten önce de, durumun şifahi olarak banka yetkililerine bildirildiği ve çözüm üretilmesinin beklendiği, ancak çözüm üretilememesi üzerine önce bu ihtarın, arkasından da eldeki davanın açıldığı düşünüldüğünde, aradan geçen 38 günden çok daha önce bankanın yapılan yanlışlık konusunda uyarıldığı ve hesaba itiraz edildiği düşünüldüğünde, davacı şirketin yapılan yanlışlığa makul süre içerisinde itiraz etmeyerek işleme icazet verdiği kabul edilemez. Mahkemece sonuç olarak, ... Ltd ile davacı arasında ... 6.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen dava sonucuna göre tahsilde tekerrür olmamak üzere, davanın kabulü gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesini doğru bulmadığımızdan, davanın reddi yönündeki yerel mahkeme kararını onayan Dairemiz çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.