Davacı A.. A.. vekili Avukat Erdal tarafından, davalı M.. G.. aleyhine 28/09/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davalı M.. G.., tazminat davasının karar tarihinde, ceza mahkemesinin kesinleşen kararı ile 10 yıl hapis cezasına mahkûm olmakla yasal kısıtlılık altına girmiştir. Borçlar Kanununun 35 ve 397. maddeleri hükümlerine göre aksi sözleşmeden veya işin niteliğinden anlaşılmadıkça vekâlet gerek vekilin gerekse müvekkilin ehliyetinin ortadan kalkması ile son bulur. Böylece Avukat Mehmet’in ceza kararının kesinleşmesinden itibaren davalı yasal kısıtlıyı temsil yetkisi kalmamıştır. Bu nedenle davalı yasal kısıtlıya Türk Medeni Kanunu’nun 407. maddesi uyarınca bir vasi tayin edilip edilmediği araştırılmalıdır. MK"nın 471. maddesine göre özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet halinde vesayet hapis halinin sona ermesine kadar devam edeceğinden, MK"nın 407 ve 462. maddeleri kapsamındaki işlemlerin tamamlanıp tamamlanmadığı araştırılıp, tamamlanmadığı takdirde tamamlanması istenmeli ve buna göre temyiz eden Avukat Mehmet’in vasiden alacağı vekâletnameyi ibraz etmesi istenmelidir. Vekâletname ibraz edilmezse mahkeme ilamı ve davacı yanın temyiz dilekçesi vasiye kanuni süre içinde mahkeme hükmünü ayrıca temyiz edebileceği, bu süre içinde temyiz hakkını kullanmadığı takdirde yetkisiz vekil tarafından yapılmış olan temyize icazet etmiyorsa bunu açıkça bildirmesi gerektiği hususlarını ihtiva eden bir tebligatla tebliğ etmeli ve sonucuna göre işlem yaptırmalıdır. SONUÇ: Dosyanın gösterilen nedenle GERİ ÇEVRİLMESİNE 29/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.