21. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/12432 Karar No: 2016/244 Karar Tarihi: 19.01.2016
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/12432 Esas 2016/244 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2015/12432 E. , 2016/244 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, kararında yazılı biçimde davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Kurum alacağının, dava dışı ve alt işveren ..."nin asıl işvereni olarak davacıya tahakkuk ettirilen prim borcuna ilişkin olduğu, davacıya 6183 sayılı Kanun gereğince 2006/9 ila 2007/2 dönemlerini içerir prim borcuna ilişkin 27/12/2010 tarih 19677398 sayı ve 2007/22922 takip numaralı ödeme emrinin davacıya 24/04/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davanın hakdüşürücü süre içerisnde açıldığı, davacının, alt işveren ... ile aralarında kaba inşaat yapımına ilişkin 13.09.2006 tarihli taşeron sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeye göre iş süresinin ruhsat tarihinden itibaren 70 gün olması nedeniyle Kurumun tahakkuk ettirdiği alacağın, çalışma olmayan ve sigortalı çalıştırılmayan dönemi kapsadığını, alt işverenin başka bir işte çalıştırdığı sigortalıları davacının işyeri sicil numarası üzerinden bildirdiğini iddia ettiği, davalı Kurum"a yapılan 18.09.2006 tarihli bildirimle bu tarih itibariyle işe başlanıldığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Kurumca hükme esas alınan 17.09.2014 tarihli bilirkişi heyet raporunda, dava konusu taşınmazdaki işçilik süreleri üzerinden hesaplama yapılarak, davacının Kuruma borçlu olduğu ana para ve gecikme zammı belirlenmiştir. Usul hukukunun genel kurula gereğince ispat yükü davacıdadır. Davacının iddialarını dayandırdığı sözleşmenin her zaman düzenlenmesi mümkün olup davacının yukarıda açıklanan iddiasının her zaman düzenlenmesi mümkün olmayan belge ve resmi kanıtlar ile kanıtlanması zorunludur. Mahkemece yapılacak iş, sözleşmenin hangi tarihte bittiğini Belediyeden araştırmak, bu inşaatın tamamen sona erip ermediğini, 70 günden sonra alt işveren tarafından başka bir iş nedeniyle Kuruma hizmet bildirimi yapılıp yapılmadığını sormak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.