18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/16184 Karar No: 2015/3633 Karar Tarihi: 16.03.2015
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/16184 Esas 2015/3633 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2014/16184 E. , 2015/3633 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... Mahallesi 398 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da karar vermeye elverişli değildir. 1-Kamulaştırma Yasası"nın 11. maddesi hükmüne göre, bedel tespit davalarında, öncelikle kamulaştırılan taşınmazın değerlendirme tarihindeki vasfının (arsa veya arazi) belirlenmesi, arsa vasfında ise değerlendirme tarihinden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değeri, arazi vasfında ise değerlendirme tarihindeki mevki ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınmak suretiyle değerinin tespiti gerekir. Dosyada bulunan ... Belediye Başkanlığı"nın 11.10.2013 günlü yazısında, dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı sınırları dışında kaldığı, temizlik ve çöp toplama hizmetlerinden yararlandığı, ancak etrafının meskun olmadığı bildirildiğinden, bu özelliklerine göre dava konusu taşınmazın tarım arazisi niteliğinde kabulü ile buna göre değerlendirme yapılması gerekirken Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 17.04.1998 gün ve 1996/3-1998/1 sayılı kararına da aykırı olarak arsa değerlendirmesini esas alan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca; 2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.