Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/7877
Karar No: 2018/2764
Karar Tarihi: 28.02.2018

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/7877 Esas 2018/2764 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2017/7877 E.  ,  2018/2764 K.

    "İçtihat Metni"

    KARAR


    İşyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 03/06/2014 tarih ve 2013/631 esas, 2014/320 sayılı kararın sanık ... tarafından temyizi üzerine,
    Dairemizin 01/11/2017 tarih ve 2017/4340 esas, 2017/12283 sayılı kararıyla;
    "1) İşyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün temyizinde;
    Sanığa yükletilen işyeri dokunulmazlığının ihlali eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
    Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
    Anlaşıldığından sanık ..."in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
    2) Mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyizinde ise;
    Hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile, CMK’nın 253/3. maddesinde yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin madde metninden çıkarılması dolayısıyla mala zarar verme suçunun da uzlaştırma kapsamına alınmış olması karşısında, 6763 sayılı Kanunda belirtilen prosedüre uygun şekilde uzlaştırma girişiminde bulunulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine," oy birliğiyle karar verilmiştir.
    I-İTİRAZ NEDENLERİ
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/12/2017 gün ve 2014/271006 sayılı yazısı ile;
    "Mala zarar verme suçunun uzlaşma kapsamında kaldığından bahisle bozma yapılıp yapılamayacağı hususu itirazımızın özünü oluşturmaktadır.
    Ceza Muhakemesi Hukukunda, mağdurların haklarının korunması ve suç faillerinin topluma kazandırılması amacıyla gelişen uzlaşma, mağdur ve failin, özgür iradeleriyle kabul etmeleri hâlinde, tarafsız bir üçüncü kişinin yardımıyla, suçtan ortaya çıkan sorunların çözümüne aktif olarak katıldıkları bir süreçtir. Uzlaşmada taraflar, mağdurun zararının giderilmesi hususunda bir anlaşmaya varmaya çalışırlar. Mağdurun zararının giderilmesi, mağdura bir miktar tazminat ödenmesi şeklinde olabileceği gibi, mağdur veya toplum için belirli bir kamu hizmetinde bulunulması şeklinde veya hukuka uygun başka herhangi bir edim şeklinde de olabilir.
    Uzlaşmanın amacı, kural olarak, faillerin kendi fiillerinin sonuçlarını görerek bizzat anlamaları için, suçun faili ile mağduru arasında doğrudan iletişim kurulmasıdır. Bu tür toplantılar mağdurların, klasik yargı sisteminin üstesinden gelmekte zorlandığı zayıflık duygusunu yenmelerine yardımcı olur. Eğitimli ve gönüllü uzlaştırmacılar, tarafların anlaşmaya varmalarına yardım etmek suretiyle adalet sistemini, mücadeleci ve cezalandırıcı bir süreçten işbirliğine dayalı bir sürece dönüştürebilir. Uzlaşma, mağdurların ve faillerin, gerçek anlamda sorumluluklarını bilmeleri ve uzlaşmaları için neye ihtiyaç duyduklarını anlamalarını sağlar.
    Uzlaşmada, hem faillerin, hem mağdurların topluma yeniden kazandırılarak, uğradıkları zararların giderildiğine inanılır. Uzlaşmaya katılım her iki taraf için de tamamen gönüllüdür ve süreçte gizlilik ilkesi esastır.
    Uzlaştırma süreci, kişilerin, etkin iletişim ve sorun çözme hünerlerini kullanma yoluyla, anlaşmazlıkları korkuya, baskıya ve cezalandırmaya dayalı olmayan bir ortamda çözmelerine imkân tanır. Özellikle çocukların taraf olduğu anlaşmazlıklarda uzlaşmaya başvurulması çok yararlıdır. Zira çocuk adalet sistemi, çocuklarla ilgili sorunların çözülmesinde her zaman uygun bir süreç olmamaktadır. Bunun yanında uzlaştırma süreci, çocuklar için başlı başına önemli bir eğitim sayılır. Anlaşmazlıkların ifade edilmesi ve çözülmesinde yeni yöntemlerin oluşturulması, sosyal ve kişiler arası müzakere hünerlerinin gelişmesine yardım eder.
    Ceza adalet sistemimizde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesiyle uzlaşmaya başvurulması olanaklı kılınmıştır. Uzlaştırmanın amacı, ceza adalet sisteminde, mağdurun yararlarının gözetilmesi, mağdurun tatmin edilmesi, suça karşı salt ceza yaptırımı uygulamak yerine zararın giderilmesi ve onarıma ağırlık verilmesidir. Uzlaştırmanın hedefi, suçun işlenmesinden sonra fail ve mağdur arasında meydana gelen çekişmeyi, bir uzlaştırmacının girişimiyle çözmektir. Failin neden olduğu zararın giderilmesi, fail-mağdur arasındaki barış, uzlaşmanın asıl unsurunu oluşturur. Fail-mağdur arasında uzlaşma dışında da, zararın gideriminin sağlanması olanaklıdır. Ancak uzlaşma kurumunda, zararın giderilmesi ve onarım yanında ayrıca bir de moral unsur vardır. Bu nedenle uzlaşma, suçun faili bakımından cezanın “özel önleme” fonksiyonuna yardım ettiği gibi, mağdurun ve genel olarak kamunun da yararlarının korunmasını sağlar. Fail, uzlaşma ile, kural olarak, işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek ve sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş olur. Böylece failin ceza sorumluluğunu tespit ve zararın giderilmesi için gereken yapılmış bulunacağından, mağdur bakımından da adalet yerine getirilmiş olur. Fail-mağdur arasındaki uzlaşma bundan başka, kamuda da, fille ihlâl edilmiş olan hukuk kurallarının geçerliliğini vurgulamış ve dolayısıyla toplumsal barışın yeniden kurulmasına hizmet etmiş olur. Uzlaşmayla sonuçlanan suçlarda mükerrerlik oranı daha düşük olmaktadır. Keza, tarafların özgür iradesi ile başarıyla sonuçlanan uzlaşmada, klasik yargılama sonucunda ortaya çıkan kararın yarattığı memnuniyetsizlik dolayısıyla ortaya çıkan yeni suç işleme ve hakkını bizzat alma eğilimleri de ortadan kalkmaktadır. Nihayet uzlaşma, bu kapsamdaki suçlar dolayısıyla kişilerin mahkûm olmamaları dolayısıyla, ceza infaz kurumlarındaki kapasitenin azaltılması bakımından da olumlu bir etkiye sahiptir. Uzlaşma kapsamında kalan suçlara verilebilecek olan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların, hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması bakımından bir yarar sağlayamadığı bilinmektedir.
    Uyuşmazlıkta görev alan hukukçular bakımından da uzlaşma desteklenmesi gereken bir kurumdur. Avukat, ister müdafi ister vekil konumunda olsun, üslendiği uyuşmazlığı başarı ile sonuçlandırmış ve dava kaybetmemiş olacaktır. Cumhuriyet savcısı ve hâkimler için de, tarafların memnuniyeti ve tatminine dayalı, başarı ile sonuçlanmış bir muhakeme söz konusu olmaktadır.
    Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak uzlaşma, ceza adalet sistemine soluk aldırabilecek bir araçtır. Kapsamının genişlemesi hâlinde bu yararı daha açık bir şekilde görülebilecektir.
    TÜRK CEZA ADALET SİSTEMİNDE UZLAŞMANIN ESASLARI
    Ceza Muhakemesi Kanunu’nun kabul ettiği sisteme göre, uzlaşma aşağıdaki esaslara göre gerçekleştirilmektedir.
    1) Uzlaşma teklifini kabul ederek bu konuda karşı tarafla görüşme, suçu kabul veya haklarından vazgeçme anlamına gelmez. Bu durum tarafların sahip oldukları haklarda da bir kayba yol açmaz.
    2) Taraflar uzlaşma teklifini kabul etseler dahi, görüşmeler sonucunda uzlaşmak zorunda olmayıp, uzlaşma sağlanana kadar bu yöndeki iradelerinden vazgeçebilirler. Vazgeçme, hak kaybına yol açmaz.
    3) Uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren en geç üç gün içinde teklifi yapan adlî kolluk görevlisine ya da görevli Cumhuriyet savcısına karar bildirilmediği takdirde, teklif reddedilmiş sayılır.
    4) Uzlaşma teklifi reddedilmesine rağmen taraflar, uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler.
    5) Teklif kabul edilmesine karşın uzlaştırma girişimi başarılı olmadığı takdirde bir daha Cumhuriyet savcısınca uzlaştırma yoluna başvurulamaz.
    6) Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir.
    7) Taraflar bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırılabilecekleri gibi; uzlaştırmacı olarak Cumhuriyet savcısı tarafından barodan bir avukatın görevlendirilmesi istenebilecek ya da hukuk öğrenimi görmüş bir kimse görevlendirilebilecektir.
    8) Uzlaştırma müzakereleri sırasında tarafların konuyla ilgili olarak yapacakları açıklamalar mevcut soruşturmada ve disiplinle ilgili olanlar da dâhil olmak üzere, hiçbir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz.
    9) Uzlaştırma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma müzakerelerine ancak şüpheli, mağdur, suçtan zarar görenler ile bu kişilerin kanunî temsilcisi, müdafi ve vekil katılabilir.
    10) Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisinin ya da vekilin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi hâlinde, uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır.
    11) Uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayandığı ve edimin hukuka uygun olduğu Cumhuriyet savcısı tarafından belirlendiği takdirde, uzlaşma raporu veya belgesi hüküm ifade eder.
    12) Uzlaşma gerçekleştiği ve edim def’aten yerine getirildiği takdirde, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
    13) Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi hâlinde, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince dava zamanaşımı işlemez.
    14) Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmesi hâlinde, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
    15) Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, Cumhuriyet başsavcılığı tarafından kamu davası açılmak üzere iddianame düzenlenir.
    16) Uzlaşmanın sağlanması hâlinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat, eski hâlin iadesi veya diğer bir tazminat davası açılamaz. Açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
    17) Uzlaşma hâlinde bu husus adlî sicile kaydedilmez.
    18) Uzlaştırmacı ücreti ve diğer uzlaştırma giderleri yargılama giderlerinden sayılır, ilgili ödenekten karşılanır. Uzlaşmanın gerçekleşmesi durumunda, bu ücret ve giderler Devlet Hazinesi üzerinde bırakılır.
    19) Uzlaşmanın gerçekleşmemesi hâlinde uzlaştırmacı ücreti ve diğer uzlaştırma giderleri hakkında Kanunun yargılama giderlerine ilişkin hükümleri uygulanır.
    20) Şüphelinin edimini yerine getirmemesi hâlinde uzlaşma raporu veya belgesi ilâm mahiyetinde belgelerden sayılır.
    21) Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç uzlaştırmacının raporunu düzenleyerek Cumhuriyet savcısına verdiği tarihe kadar dava zamanaşımı ile kovuşturma koşulu olan dava süresi işlemez.
    22) Uzlaşma sağlanamadığı takdirde, Cumhuriyet savcısı, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olup, üst sınırı bir yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren uzlaşmaya tabi suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, Kanunun 171 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki koşulların birlikte gerçekleşmesi hâlinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verebilir.
    Konumuz açısından; Suç tarihi olan 01/03/2007 tarihi itibariyle sanık mala zarar verme ve işyeri dokunulmalığını ihlal suçlarını hırsızlık suçu ile birlikte işlemiştir. TCK"nun 142/4 maddesine göre (06/12/2006 gün ve 5560 sayılı kanunun 6. maddesi ile hükme eklenen) Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlali veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikayet aranmaz. CMK"nun 253. maddesine göre de soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçların uzlaşma kapsamında yer aldığı hükmü bulunmaktadır. Mala zarar verme suçu her ne kadar şikayete tabi bir suç olsa da, suç tarihi itibariyle hırsızlık suçu ile birlikte işlendiği için şikayete tabi halden çıkmakta ve bu nedenle mala zarar verme suçunda uzlaşma bozması yapılamayacağı düşüncesindeyiz.
    SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    1- İtirazımızın kabulü ile,
    2-Yüksek Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 01/11/2017 gün ve 2017/4340 Esas, 2017/12283 Karar sayılı sanık hakkındaki mala zarar verme suçundan "Bozma" kararının kaldırılması,
    3- Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/06/2014 gün ve 2013/631 Esas, 2014/320 Karar sayılı hükmünün mala zarar verme suçu yönünden de; "Onanmasına" karar verilmesi,
    4- İtirazımızın Yüksek Dairece yerinde görülmemesi halinde dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi,
    İtirazen arz ve talep olunur.
    " isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
    II- İTİRAZIN KAPSAMI
    İtiraz, mala zarar verme suçundan, sanık ..."in mahkumiyetine ilişkin hükmün bozulmasına dair, Dairemizin 01/11/2017 tarihli kararına ilişkin olup, sanık ..."in işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün onanmasına dair verilen karar inceleme dışı bırakılmıştır.
    III- KARAR
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
    Dairemizce verilen 01/11/2017 tarih ve 2017/4340 esas, 2017/12283 karar sayılı, sanık ..."in mala zarar verme suçundan mahkumiyetine ilişkin verilen bozma kararının KALDIRILMASINA,
    Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 03/06/2014 tarih ve 2013/631 esas, 2013/320 sayılı sayılı kararında sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün yeniden incelenmesi sonucu;
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanığa yükletilen mala zarar verme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
    Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
    Anlaşıldığından sanık ..."in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, Dairemizin 01/11/2017 tarih ve 2017/4340 esas, 2017/12283 sayılı kararında yer alan ve itiraza konu edilmeyen sanık ..."in işyeri dokunulmazlığının ihlali suçuna ilişkin hükmün olduğu gibi bırakılmasına, 28/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi