Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/5097 Esas 2015/1152 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ : Ankara 27. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/01/2014
NUMARASI : 2013/191-2014/27

Davacı R.. E.. vekili Avukat Ali tarafından, davalı O.. P.. aleyhine 18/07/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 23/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29/01/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Davanın tarafları parti başkanı olarak siyasi kişilerdir.
Davalı, davacının söylem ve icraatlarından hareketle kendince değerlendirmelerde bulunmuştur.
Davalının "A." sözleri haricinde kalan söz ve değerlendirmeleri davacının katlanması gereken ağır eleştiri kabul edilse dahi yukardaki cümledeki "kefeniyle" ve "sonuçlanacaktır" kelimeleri sonuçta davacının ölümünü, öldürülecebileceğini ima ettiğini düşündürmektedir. Bu üslup, AİHM"nin karar ve uygulamalarına göre nefret ve şiddeti içerdiğinden fikir özgürlüğü olarak kabul edilemez. AİHM nefret ve şiddet olduğu hallerde cezai yaptırımı kabul ettiği gibi, kişilik haklarına saldırıdan dolayı tazminat verilmesinide kabul etmektedir.
Dolayısıyla, davacı lehine bu sözlerden dolayı uygun bir manevi tazminat verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çokluğunun görüş ve kararlarına katılmıyorum. 29/01/2015