5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/34770 Esas 2020/14074 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/34770
Karar No: 2020/14074
Karar Tarihi: 05.11.2020

5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/34770 Esas 2020/14074 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2019/34770 E.  ,  2020/14074 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    1- Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
    2-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetlerin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olduğunun gözetilmemesi,
    3-Sanığın Adana 1. Asliye Ceza Mahkemesi 2014/157 Talimat sayılı dosyası ile alınan savunmasında suçtan kaynaklanan kamu zararını ödeyeceğini beyan etmesi, 4 numaralı celsede de ""sanığın gümrük vergi zararını ödeyerek makbuzunu dosyaya ibraz ettiği"" husususun tutanak altına alınması karşısında, makbuz aslının akıbeti araştırılarak, kamu zararının giderilip giderilmediğinin tespitinden sonra, engel adli sicil kaydı bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    4-Suça konu araca yönelik 23/08/2013 tarihli bilirkişi raporuna göre, nakil aracında gizli tertibat bulunması, malen sorumlu aracın emaneten sanıkta olduğunu beyan etmiş ise de sanığın başka bir amaçla emaneten aldığı araç üzerinde kalıcı olacak mahiyette gizli tertibat yaptırması hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi soruşturma aşamasındaki ifadesinin aksine kovuşturma aşamasında sanığın suça konu araçta malen sorumluya bağlı şoför olarak çalıştığını beyan etmesi, UYAP üzerinde yapılan araştırmada, suça konu aracın 19.07.2013 tarihinde kaçakçılık suçunda kullanıldığı dikkate alınarak suça tahsis edildiğinin belirlenmesi karşısında nakil vasıtasının müsaderesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, O Yer Cumhuriyet Savcısının ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 05/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.