Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2011/9-42
Karar No: 2011/238

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011/9-42 Esas 2011/238 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2011/9-42 E.  ,  2011/238 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kadıköy 1.İş Mahkemesi
    TARİHİ : 15.06.2010
    NUMARASI : 2009/1070 E-2010/266 K.


    Taraflar arasındaki “fazla çalışma ve hafta tatili alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 1.İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 05.02.2009 gün ve 2006/841 E., 2009/32 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 27.10.2009 gün ve 2009/14644-29441 E., K. sayılı ilamı ile;
    ("...1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı  hususu taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Bordroda fazla çalışma bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde,  fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda  da  ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    İşyerinde en  üst düzey konumda çalışan işçinin görev ve sorumluluklarının gerektirdiği  ücretinin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanılması olanaklı değildir. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan  işçiye aynı yerde görev  ve talimat veren bir yönetici ya da  şirket ortağı bulunması durumunda, işçinin çalışma gün  ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden  yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla  çalışma  talep  hakkı doğar.
    İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık  ücrete dahil  olduğu yönünde kurallara sınırlı  olarak değer verilmelidir. Dairemiz, yılda 90 gün  ve 270 saatle sınırlı  olarak söz konusu hükümlerin  geçerli  olduğunu kabul etmektedir. O halde işçinin anılan sınırlamaların  ötesinde fazla  çalışmayı kanıtlaması durumunda fark  fazla çalışma  ücretinin ödenmesi  gerekir.
    Fazla çalışmanın yazılı delil  ya da tanıkla ispatı  imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanununun  68.maddesi  uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması  gerekir.
    Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay, 9.HD. 18.07.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K., Yargıtay 9.HD. 28.04.2005 gün 2004/24398 E, 2005/14779 K. ve Yargıtay 9.HD. 09.12.2004 gün 2004/11620 E, 2004/27020 K.). Fazla çalışma ücretinden indirimi öngören bir yasal düzenleme olmasa da, bir işçinin günlük normal çalışma süresinin üzerine sürekli olarak  fazla çalışma yapması hayatın olağan akışına aykırıdır. Hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle  belirtilen şekilde çalışılamayan günlerin olması kaçınılmazdır. Böyle olunca fazla çalışma ücretinden  bir indirim yapılması gerçek duruma uygun düşer. Fazla çalışma ücretinden  indirim, taktiri indirim  yerine, kabul edilen  fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davacı tarafın kendisini avukat ile temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için  davalı yararına avukatlık  ücretine hükmedilmesi gerekir. Ancak, fazla çalışmanın taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
    Somut  olayda tanıklar haftanın 6 günü 8.00-18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme verilmek suretiyle çalışıldığını, ayda 2 hafta tatilinde de aynı şekilde çalışıldığını belirtmişlerdir. Bilirkişi tarafından fazla çalışma süresi hesaplanırken davacı işçinin tüm çalışma süresi boyunca her gün 8.00-18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile haftada 18 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Mahkemece davacının tüm çalışma süreleri boyunca haftada 12 saat fazla çalıştığı kabul edilerek hüküm kurulması hatalıdır. Tanık anlatımları dikkate alınarak davacının haftanın 6 günü 8.00-18.00 saatleri arasında ve ayda iki hafta tatilinde yine 8.00-18.00 saatleri arasında 1 saat dinlenme ile çalışması dikkate alınarak fazla çalışma alacağına hükmedilmesi gerekirken yanlış hesaplama ile fazla çalışma alacağına hükmedilmesi hatalıdır.
    3-Öte yandan mahkemece davacı işçinin tüm hafta tatillerinde çalıştığı kabul edilerek  hüküm kurulmuştur. Bir kişinin tüm çalışma süresi boyunca hafta tatili kullanmadan çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır. Davalı tanıkları işyerinde ayda iki hafta tatili çalışması yapıldığını beyan etmesine rağmen tüm hafta tatillerinde çalışıldığı yönündeki değerlendirme hatalı olup bozmayı gerektirmiştir...")
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ  EDEN : Davalı vekili

                     HUKUK GENEL KURULU KARARI
     
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.  Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 27.04.2011 gününde  oybirliği ile karar verildi.
     
     


     
     
     


     
     
     

     
     
     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi