Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın müştekinin ikametine pvc penceresini zorlayarak açmak suretiyle içeriye girdiği anlaşıldığından, hakkında TCK"nın 151/1. maddesi gereğince zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması mümkün görülmüştür. Sanığın yokluğunda verilen kararın, sanığın savunması sırasında bildirdiği adresine tebligata çıkarıldığı, 06/05/2015 tarihinde annesi .... tebliğ edildiği, sanığın hangi nedenle konutta olmadığının belirtilmediği, bu itibarla yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşılarak sanığın CMUK"nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süresinden sonra 18/11/2016 tarihinde temyiz talebinde bulunduğu, yapılan temyiz isteminin yerel mahkemesince 30/11/2016 tarihli 2014/305 E. 2015/153 K ek sayılı kararla red edildiği, ek kararın yasal süresi içinde sanık tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, mahkemece verilen temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararı yok hükmünde kabul edilerek sanığın öğrenme üzerine yaptığı 18/11/2016 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabulü ile yapılan incelemede; 6352 sayılı Yasanın 100. maddesi ile CMK"nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, sanığa yüklenen yargılama giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle Devlet Hazinesi üzerinde bırakılması hususu ise infaz aşamasında resen dikkate alınabileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53.madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümden “b” bendinin çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.