Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
İflas dışı konkordato İİK.nun 285-308 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Borçlunun konkordato talebi üzerine icra mahkemesi, konkordato mühleti karar verilinceye kadar olan sürede borçlunun mal varlığını azaltıcı işlemlerinin önüne geçmek amacı ile İİK.nun 285/3.maddesi yollaması ile İİK.nun 290/2.maddesinde öngörülen tedbir kararlarına hükmedilebilir. Bu madde kapsamında icra mahkemesince verilen tedbir kararları HMK.nun 389 ve bu maddeyi izleyen maddeler kapsamında ihtiyati tedbir kararı olmayıp, İcra ve İflas Kanunu"nda özel olarak düzenlenmiş takip hukukuna özgü bir karar niteliğinde bulunduğundan HMK.nun ihtiyati tedbirle ilgili verilen kararlara karşı kanun yollarına başvurulacağına ilişkin hükümleri uygulanamaz. İcra mahkemelerinin verdikleri kararlarının hangilerinin temyiz incelemesine konunu yapılabileceği 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 363.maddesinde sınırlı olarak sayılmış olmakla birlikte bazı maddelerde de icra mahkemesi kararlarının hangilerinin temyiz yolunun açık bulunduğu açıkça belirtilmiştir.
Nitekim, 17.7.2003 tarih ve 4949 Sayılı Yasa ile eklenen İİK.nun 286.maddesinin son fıkrasına göre konkordato talebinin reddine ilişkin kararı tefhiminden itibaren on gün içinde borçlu veya talep sahibi temyiz edebilir. Anılan hüküm dışında İİK.nun 363.maddesinde ve konkordatoyu düzenleyen 285-308 maddeleri arasında icra mahkemesinin konkordato mühletinden önce İİK.nun 290.maddesine göre verdiği kararların temyiz edilebileceğine dair hüküm yoktur.
Somut olayda, borçlu şirket tarafından icra mahkemesinden konkordato mühleti talebinde bulunulduğu, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu verilen 13.3.2012 tarihli ön rapor dikkate alınarak 13.3.2012 ek tensip tutanağında, özetle takiplerin tedbiren durdurulmasına, yeni takip yapılmamasına, rehinli malların satışının durdurulmasına, borçlu şirketin üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacakları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, bu karara karşı alacaklılarca 9.4.2012 tarihinde icra mahkemesinde itiraz edilmesi üzerine 27.4.2012 tarihli ek tensip tutanağı ile, 13.3.2012 tarihli tensiple verilen tüm tedbir kararlarının kaldırıldığı, bazı alacaklılar vekilinin talebi üzerine bu kez 2.5.2012 tarihinde dosya üzerinden İİK.nun 285/3 ve onun yollaması ile İİK.nun 290/2.fıkrasındaki tedbirler gözönünde bulundurularak 27.4.2012 tarihli ek tensiple kaldırılan tedbirlerin yeniden konmasına, borçluya icra mahkemesinin izni dışında rehin tesis edemeyeceğinin,
kefil olamayacağının, taşınmaz ve işletmenin dışında tesisatını kısmende olsa devredemeyeceğinin ve ivazsız tasarruflarda bulunulamayacağının ihtar edilmesine, konkordata talebi ile ilgili mühlet ve komiser hususunun duruşma günü değerlendirilmesine hükmedildiği bu karara karşı alacaklılar vekilinin itirazının mahkemece değerlendirilerek 7.5.2012 tarihinde davanın esasını çözer nitelikte olduğu anlaşıldığından reddine, 2.5.2012 tarihli ihtiyati tedbirin bu aşamada devamına, duruşmada re"sen tedbir talebinin değerlendirilmesine karar verildiği görülmektedir.
Bir kısım alacaklılar vekili, verdikleri iki ayrı dilekçe ile 2.5.2012 tarihli ihtiyati tedbir kararını temyiz konusu yapmışlardır.
Yukarıda belirtilen ilke ve açıklamalar doğrultusunda icra mahkemesinin İİK.nun 290.maddesi uyarınca konkordato mühleti verilmesinden önce verdiği 2.5.2012 tarihli tedbir kararları HMK.nun 389 ve bunu izleyen maddeler kapsamında olmadığından temyizi kabil değildir.
HMK.nun 382/f-6.maddesi, konkordato mühleti verilmesi ve komiser atanmasını çekişmesiz yargı işleri arasında saymış olup, İİK.nun 389/2.fıkrası ihtiyati tedbir hükümlerinin çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanacağını öngördüğünden icra mahkesince verilen 2.5.2012 tarihli kararın sözkonusu madde kapsamında ihtiyati tedbir kararı olduğu bir an için kabul edilse dahi, 2.5.2012 tarihli karara alacaklılarca itiraz edildiği için, icra mahkemesi HMK.nun 394.maddede yazılı usule göre duruşma açıp ilgilileri dinlemek suretiyle karar vermek zorundadır. Ancak itiraz hakkında verilen bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.
Somut olayda ise, mahkemece henüz duruşma açılmadan tedbir kararının temyiz konusu yapıldığı görülmekle bu aşamada bu yönden de temyizi kabil bir karar bulunmamaktadır.
Yukarıda yazılan nedenlerle icra mahkemesi tedbir kararına karşı alacaklılarca yapılan temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ :Alacaklıların temyiz dilekçelerinin yukarıda yazılı nedenlerle (REDDİNE), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/07/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.