Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, Alman rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de sigortalılık başlangıcı olduğunun ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun Geçici 1. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 60. maddesi ile geçici 81. maddesine göre; yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin yazılı isteği gereğince sigortalıya davalı Kurum tarafından yaşlılık aylığı bağlanması için “belirli süre sigortalı olma, belli gün sayıda malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olma, yaş haddi ve sigortalı olarak çalışılan işten ayrılmış olma” koşullarının birlikte gerçekleşmiş olması gerekir.
Eldeki davada, doğum tarihi 09.12.1962 olan davacının, 09.12.1980 tarihinde sigortalılık başlangıcı bulunmasına göre, 506 sayılı kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması için, geçici madde 81/B-c maddesi gereği, 25 yıl sigortalılık süresi, 46 yaşın doldurulması ve 5075 gün uzun vadeli sigorta kollarından prim ödenmiş olması gerekmektedir. Davacı yaşlılık aylığı tahsis için gerekli olan sigortalılık süresi ve yaş şartını taşımakla birlikte 5075 prim ödeme gün sayısına ilişkin şart, 09.12.2014 gününde yaptığı borçlanma ödemesi sonucu gerçekleştiği gözetildiğinde, 506 sayılı Kanun"un 62. maddesi gereğince 09.12.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığı gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.12.219 gününde oybirliğiyle karar verildi.