23. Hukuk Dairesi 2015/1327 E. , 2016/2564 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
MÜDAHİLLER : 1-...v. ... ve diğer müdahiller
Davacının açmış olduğu iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahiller ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, bir yıl süreyle iflasının ertelenmesine karar verilen daha sonra da iflas erteleme süresi bir yıl uzatılan müvekkili şirketin halen borca batık olduğunu, ancak mali yapısında iyileşmeler olduğunu, şirketin borçlarını yapılandırdığını, iyileştirme projesi kapsamında faaliyetlerini devam ettirdiğini ileri sürerek, iflasın ertelenmesinin 04.06.2012 tarihinden itibaren bir yıl süreyle uzatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, bir yıl süreyle iflasının ertelenmesine karar verilen daha sonra da iflas erteleme süresi bir yıl uzatılan müvekkili şirketin halen borca batık olduğunu, iflasın ertelenmesi süresinin uzatılması için açılan davanın halen derdest olduğunu, ancak mali yapısında iyileşmeler olduğunu, şirketin borçlarını yapılandırdığını, iyileştirme projesi kapsamında faaliyetlerini devam ettirdiğini ileri sürerek, iflasın ertelenmesinin 04.06.2013 tarihinden itibaren bir yıl süreyle uzatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;.... tarihinden itibaren iflas erteleme süresinin birinci kez bir yıl süreyle uzatılmasına ilişkin kararının denetimden geçerek kesinleştiği, işbu davada uzatma talebinin de süresinde yapıldığı, davacı şirketin iflas ertelemenin uzatılmasını istediği 04.06.2012 tarihinden karar tarihine kadar geçen dönemde ve üçüncü uzatmanın talep edildiği 04.06.2013 tarihinden karar tarihine kadar geçen dönemde borca batıklığının devam ettiği, şirketin iş ve faaliyetlerini sürdürdüğü, borçlarını ödemede ve yapılandırmada gayretli olduğu, şirket ortaklarının şu ana kadar gayrimenkullerini satarak şirkete aktardıkları ve borç
../..
S.2.
ödemede kullandıkları, şirket ortaklarının iyiniyetli oldukları, şirkete ait bilanço ve gelir tablolarından şirketin faal olup, bir taraftan satış yaparken, diğer taraftan da borç ödediği, şirketin ana faaliyet konusu çerçevesinde yaptığı satışlardan elde edeceği gelir de dikkate alındığında, borca batıklığı karşılayabilecek potansiyele sahip olduğu, ortaklarca sağlanan ek kaynaklar ile davacı şirketin borçlarını yapılandırması ve ödenmesinde gösterdiği çaba da düşünüldüğünde davacı şirketin mali durumunu iyileştirmesi ümidinin sürdüğü, davacı şirketin iyileştirme ve revize projesinin kalan dönem itibariyle de halen inandırıcılığını ve uygulama kabiliyetini koruduğu, dolayısıyla da davacı şirket yönünden iflas erteleme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile davacı şirketin iflas erteleme süresinin 04.06.2012 tarihinden itibaren ikinci kez bir yıl süreyle uzatılmasına, birleşen davanın kabulü ile, davacı şirketin iflas erteleme süresinin 04.06.2013 tarihinden itibaren üçüncü kez bir yıl süreyle uzatılmasına karar verilmiştir.
Kararı, müdahil ..... vekillerinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Asıl dava, (ikinci kez) iflas erteleme süresinin uzatılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı vekiline verilen vekaletnamede iflasa dair özel yetki verilmediği anlaşıldığından iflas ve iflas erteleme yetkisini içerir vekaletname sunulmasının sağlanması gerekirken, yetkisi bulunmayan vekil huzurunda yargılamaya devam edilerek karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, erteleme süresi içinde, şirket geçici bir bekleme dönemine girmiş olur. Erteleme süresi içinde (erteleme süresi henüz bitmeden), mahkeme, kayyımın verdiği rapordan şirketin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanısına varırsa, erteleme kararını kaldırarak, şirketin iflasına karar verir. (m. 179/b, V,c.2). "İİK m. 179/a ile getirilen ikinci yenilik, iyileştirme projesinin uygulanmasının ve iyileştirmenin sonuç verip vermeyeceğinin mahkemece izlenmesidir. Bu izlemenin pratik önemi, mahkemenin iyileştirmenin mümkün olamayacağı kanaatine varması halinde erteleme kararını kaldırmasıdır. Bu suretle hem projenin sonuç alacak şekilde uygulanması teşvik edilmek, hem de bir defa ertelenen iflâsın alınan sonuçlar ne olursa olsun sürenin bitimine kadar hükmî ifa doğurmasının önlenmesi amaçlanmıştır" (İİK m.179/a gerekçesinden).
İflas erteleme süresinin sonunda üç ihtimal ile karşılaşılar; 1) Bu süre içerisinde şirketin mali durumu iyileşmiş ise mahkeme iflasın ertelenmesi kararını kaldırır ve şirket normal durumuna döner. Bu karar ile kayyımın görevi sona erer. 2) Şirketin mali durumu iyileşmemiş ya da iyileşme ihtimali mevcut değil ise, bu halde mahkeme, erteleme kararını kaldırır ve şirketin iflasına karar verir. (İİK 179/b-5. cümle 1) 3) Şirketin mali durumu tamamen iyileşmemiş olmakla birlikte iyileşme ihtimali bulunuyorsa, mahkeme, kayyımın verdiği raporu dikkate alarak erteleme süresini uygun görülecek bir süre için uzatabilir, ancak uzatma süreleri toplamı dört yılı geçemez. (İİK 179/b-4. cümle 2). ( ...)
../..
S.3.
Davacı vekilince, şirketin mali durumunun iyileşme ihtimali bulunduğu ileri sürülerek, erteleme süresinin bir yıl daha uzatılması istenilmiştir. Anılan yasal düzenleme gözönünde bulundurulduğunda, kayyım raporlarını dikkate alarak, uzatma kararını verecek olan mahkeme, erteleme kararını ya da son uzatma kararını veren mahkemedir. Bu mahkemece, erteleme ya da uzatma süresinin sonunda, herhangi bir isteme gerek kalmaksızın dosyayı re"sen ele alarak, yukarıda sayılan ihtimallere göre, koşulları oluşmuşsa ya iflasın ertelenmesi kararının kaldırılmasına ya da iflasın ertelenmesine ve şirketin iflasına ya da iflas erteleme süresinin uzatılmasına karar verilmelidir. Yargıtay .... sayılı ilamı bu yöndedir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi bilirkişi raporunda, “İyileştirme projesi kapsamında kurulumuzca kabul edilen tedbirlerden; ortakların başka şirketlerdeki hisse ve sahibi oldukları gayrimenkullerin satışının mahkemece kayyım heyetine özel görev ve yetki verilerek satışlarının yaptırılarak elde edilecek gelirin aktarılmasının sağlanması kaydıyla iyileştirme projesinin yeterli olacağı, aksi durumda iyileştirme tedbiri olarak dikkate alınamayacağı” görüşü belirtilmiştir. İflasın ertelenmesi davaların da iyileştirme mahkemenin ya da bilirkişilerin görevi olmayıp davacıların iddiaları ve sunulan proje çerçevesinde değerlendirme yapılması ve varılacak sonuca göre bir karar oluşturulması gerekir.
Bu durumda mahkemece, davacılarca sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içerisindeki uygulamaların proje de gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda dosyanın oluşturulacak yeni ve uzman bir heyete tevdii ile somut verilere dayalı, teknik, detaylı ve denetime elverişli bilirkişi incelemesi yaptırılması varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, İİK"nın karar tarihinden önce 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Kanun ile değişik 179/a maddesinin 1. ve 2. fıkraları, "Mahkeme, iflâsın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarının onaylanması için derhal bir kayyım atar; ayrıca şirketin ve kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alır.
Kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırları ve iflâsın ertelenmesine ilişkin talep 166. maddenin ikinci fıkrasındaki usul ile mahkeme tarafından ilân ve ticaret siciline tescil ettirilir. Mahkeme bu arada erteleme talebini karara bağlar." hükmünü içermektedir. Anılan hüküm, iflas erteleme yargılamasına ilişkin usul hükmü olup, derhal uygulanması gerekmektedir.
Mahkemece, İİK"nın 179/a maddesi hükmüne aykırı olarak iflas erteleme talebi ile kayyımın atanmasına ilişkin karar ile (tensip tutanağında yer almayan) kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırlarının da 166. maddenin 2. fıkrasındaki usul ile (somut olayda üç gazete ile) ilan ve ayrıca ticaret siciline tescil ettirilmesi gerekirken, bu usulün gözardı edilmesi de doğru görülmemiştir.
2-.... vekillerinin birleşen davaya ilişkin temyiz itirazları yönünden ;
../..
S.4.
İİK"nın 179/b-4 maddesine göre, "Erteleme süresi azami bir yıldır. Bu süre kayyımın verdiği raporlar dikkate alınarak mahkemece uygun görülecek süreler ile uzatılabilir; ancak uzatma süreleri toplamı dört yılı geçemez." hükmünü içermektedir.
İflas ertelenmesi kararı ve uzatma kararlarının tarihleri İİK"nın 179/b-4 maddesi hükmüne göre birbirini takip etmelidir.
İflasın ertelenmesine ya da uzatılmasına ilişkin karar şekli anlamda kesinleşmeden erteleme süresinin bir kez daha uzatılmasına karar verilemez. Diğer anlatımla, kesinleşmiş bir erteleme ya da ertelemenin uzatılması kararı olmadan ertelemenin bir kez daha uzatılması söz konusu edilemez.
Mahkemece, iflas erteleme süresinin 3. kez uzatılmasına ilişkin birleşen ..... sayılı dava tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydı ile iflasın ertelenmesinin 2. kez uzatılmasına ilişkin .... sayılı asıl davanın kesinleşmesinin beklenilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, asıl dava ile birleştirilmesi doğru olmamıştır. (Y.... ; sayılı ilamları bu yöndedir.)
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada, (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, birleşen davada müdahiller... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, adı geçen müdahiller yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde ... dışındaki temyiz eden müdahillere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.