Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü; Mahkemece verilen ilk hükmün temyiz incelemesinden geçtiği dikkate alınarak ikinci hükmün de temyiz kanun yoluna tabi olması nedeniyle dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay"a gönderilmesi gerekirken, mahkemenin kanun yolunu istinaf olarak gösterilmiş ise de, kanun yolunun mahkemece yanlış gösterilmesi ve başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından yapılan incelemede; Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin eksik incelemeye, kusura, cezanın adli para cezasına çevrilmesi gerektiğine, ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığın sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilirken uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 53/6. maddesine aykırı davranılması, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.07.2009 tarih ve 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "sanığın güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi; Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1. paragrafındaki “sanığın güttüğü amaç ve saik” ibaresinin hükümden çıkarılması ile hükmün 11. paragrafına ”6 ay 20 gün süre ile" ibaresinden sonra gelmek üzere "TCK"nın 53/6. maddesi gereğince" ibaresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.