19. Hukuk Dairesi 2016/446 E. , 2016/6786 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin yurtdışında yaşamakta olup, Türkiye" deki bankacılık sistemini iyi bilmediğini, izin için Türkiye" de olduğu bir gün cep telefonundan aranarak kredi kartının kopyalandığı söylenerek bilgilerinin istendiğini, müvekkilinin şüphelenerek bilgilerini vermediğini, ancak daha sonra davalı bankanın 4440900 nolu müşteri hattından arandığını, karşıdaki şahsın müvekkilinin tüm kart ve kimlik bilgilerini söylemesi üzerine banka görevlisi ile konuştuğuna inandığını, aynı gün kötüniyetli bu şahıslarca müvekkilinin kredi kartından internet bankacılığı yoluyla birtakım harcamalar ve kontör yükleme işlemleri yapılmış olduğunu, bunlardan müvekkilinin bilgisi ve rızasının olmadığını, yine müvekkilinin davalı bankadaki hesabından da eft yapılmış olduğunu, bu şekilde toplamda 16.054,36-TL" lik harcama ve eft yapılmış olduğunu, buna bankanın güvenlik açığının sebebiyet verdiğini, o güne kadar müvekkilinin internet bankacılığı kullanmamış olduğunu, bankanın en hafif kusurundan dahi sorumlu olduğunu belirterek, toplam 16.054,36-TL zararın ödeme tarihi olan 12.12.2012" den itibaren ticari faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kişisel bilgilerini ve cep telefonuna gelen tek kullanımlık şifreleri 3.kişilerle paylaşarak kendi kusuruyla zarara sebebiyet verdiğini, bunu müşteri temsilciliğiyle yaptığı görüşmede bizzat ikrar da ettiğini, müvekkili bankanın hiçbir kusuru olmadığı gibi, bu tür bir olayda kusursuz sorumluluğunun da olamayacağını, gerek bankacılık hizmet sözleşmesi ve gerekse 5464 S. Yasa uyarınca bilgilerini ve şifresini saklayamayan davacının sorumlu olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının cep telefonuna gelen mesajları kendini banka görevlisi olarak tanıtan kişiye söylediği, kredi kartı bilgileri ile şifreyi ele geçiren üçüncü kişi ya da kişilerin davacının hesabından bilirkişi raporuna göre toplam 13.698,19-TL" yi davacının kredi kartı limiti ile kredili mevduat hesabını kullanmak suretiyle başka bankalardaki hesaba aktarmak ve kontör yüklemek suretiyle çektiği, davacının hesabından eft yoluyla davadışı ...hesabına uyuşmazlık konusu paranın aktarıldığı, başka banka mağdurlarının paralarının da aynı hesaba aktarılmış olduğu, davalı bankanın uygulamasının tek kullanımlık şifre üreten cihazlar ya da elektronik imza kadar güvenli olmadığı, davacının internet bankacılığı kullanmadığı gibi bu yönde bir beyanının da bulunmamasına rağmen davalı bankanın internet bankacılığı üzerinden işlem yapılmasına izin vermesi ya da internet bankacılığı kullanımını engelleyememesi nedeniyle olayda ağır kusurlu olduğu gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile, 13.698,19-TL alacağın dava tarihinden itibaren değişken avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, banka kredi kartı hesabından usulsüz çekilen paranın tazmini istemiyle bu davayı açmıştır. Dosyadaki bilgilerden ve özellikle davacının savcılıktaki ifadesinden, davacının telefonla aranması sonucunda kart bilgilerini verdiği ve bunun sonucunda cep telefonuna gelen şifrelerini de karşı tarafa bildirdiği anlaşılmaktadır. Bankalar, bir güven kurumu olduğundan, mudilerinin kendilerine emanet ettikleri parayı korumakla yükümlüdüler. Bu durumlarda, hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Ancak, somut olayda, davacının kart bilgilerini ve şifreleri karşı tarafa kendisi bildirdiğinden ve bu bilgilere göre işlem yapıldığı anlaşıldığından, bankanın zarardan sorumlu olduğu kabul edilemez. Mahkemece bu hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yerolmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine,19/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.