Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5187
Karar No: 2021/1625
Karar Tarihi: 09.03.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/5187 Esas 2021/1625 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, Ordu ilinde bulunan taşınmazların maliki olduklarını ve davalıların müvekkillerine ait taşınmaza müdahale ettiğini iddia ederek meni müdahale ve tazminat talebinde bulundu. Davacıların talepleri kabul edildi, ancak hüküm açık ve anlaşılır değildi ve davalılardan biri hakkında sorumluluk kabul edilirken diğeri için belirtilmedi. Kararda, mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceği ve TMK'nun 683, 730 ve 737. maddeleri ile taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. TMK'nun 738. maddesi de komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ile ilgilidir.
14. Hukuk Dairesi         2017/5187 E.  ,  2021/1625 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 17/09/2013 gününde verilen dilekçe ile men"i müdahale ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/11/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin Ordu ili, Merkez Gökömer Köyü, 1032 ve 1015 parsel sayılı taşınmazların birlikte maliki olduklarını, davalı ..."ın müvekkillerinin maliki bulunduğu taşınmazlara bitişik parselin maliki olduğunu, davalının eğimli arazi üzerinde bulunan taşınmazı üzerinde düz zemin elde etmek amacıyla iş makinesi ile kazma işlemi yaptığını, kaymayı önleyecek hiçbir tedbir alınmaması sebebi ile müvekkillerine ait taşınmazlarda toprak kayması meydana gelmiş olduğunu; diğer davalı ..."ın kendisine ait iş makinesi ile hiçbir tedbir almadan salt kazanç sağlama amaçlı kontrolsüz kazı işlemi yapmış olduğunu beyanla davalıların müvekkillerine ait taşınmaza yaptığı müdahalenin önlenmesine, müvekillerine ait taşınmazın tamamının kullanılmaz hale gelmesi nedeniyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00TL ile meydana gelen mevcut zararın ve toprak kaymasını önlemek amacı ile yapılması gerekli işlemlerle ilgili masrafın davalılardan dava tarihinden işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin talep etmiştir.
    Davalı ..., dava konusu yolun kendisine ait tapulu gayrimenkulde açılmış olduğunu beyanla davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece davanın ve ıslah talebinin kabulü ile, 10.000TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 11.840,00TL"nin de ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.
    TMK.m. 683"deki "bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açıbileceği gibi her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir" hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
    Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sırınlamaların önemli bir bölümü TMK"nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
    Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi; elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeterki, davalının eylemi ile davacının zararı arasındaki illiyet bağı bulunsun.
    Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez.
    Davaya konu olayda davacı, davalı taşınmazında yapılan iş makinesiyle eğimin düzeltilmesi işlemi sırasında zeminin kazılması ve oyulması nedeniyle kendi taşınmazına elatıldığını ve zarar verildiğini ileri sürerek bu elatmanın önlenmesini ve zararın giderilmesini istemiştir.
    TMK"nun 738. maddesiyle 737 maddeye benzer daha özel bir düzenleme getirilmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır."
    Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Küçük bir zarar doğmuş olsa dahi gerekli önlemlerin alınmasına karar verilmelidir.
    6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde hükmün neleri kapsayacağı sıralanmış bu maddenin 2. fıkrasında aynen “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” denilmiştir. Bu hükümle kanunun amacı hükmün infazını kolaylaştırmak tarafların ifa sırasında yeni bazı çekişmeler içine düşmelerini engellemektir.
    Somut olayda; davalıya ait taşınmazda iş makinesiyle eğimin düzeltilmesi ve yol açılması amacıyla yapılan çalışma sırasında ve sonrasında oluşan kaymanın davacı taşınmazına zarar verdiği saptanarak davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuşsa da; hükmün 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen açıklıkta olmadığı görülmektedir. Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Mahkemece davacı tarafından el atmanın önlenmesi ve tazminat talebine ilişkin açılan davada tapu maliki tarafından “Açılan davanın ve ıslah talebinin kabulü ile, 10.000,00TL"ye dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 11.840,00TL"ye de ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine” şeklinde hüküm kurulmakla, meni müdahale talebinin kabul edilmiş olmasına rağmen hangi talepler yönünden kabul kararı verildiğinin açıklanmaması, müdahale alanının belirli olmaması ve alınacak önlemlerin açık açık yazılmaması sebebiyle infaza elverişli hüküm kurulmamış olup hükmün belirtilen sebeplerle bozulmasına karar verilmiştir.
    Ayrıca; davalılardan ... diğer davalı ...’ın talebi üzerine iş makinesi temin eden kişi olduğundan ... yönünden meni müdahale ve tazminattan sorumluluğunun söz konusu olmayacağı gözetilmeden müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2021tarihinde oy birliği ile karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi