16. Hukuk Dairesi 2018/2279 E. , 2018/3364 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ... Köyü çalışma alanında bulunan ... parsel sayılı 11.741,00 metrekare ve ... parsel sayılı 5.110,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve 21.04.1983 tarihinde tescil edilmiş; bilahare taşınmazlar sırasıyla davacı ... ve davalı ... adına satış suretiyle tescil edilmiştir. Davacı ..., davalı adına kayıtlı bulunan ... parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün evveliyatının kendisine ait olup, adına kayıtlı bulunan ... parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde bulunduğunu iddia ederek 11.04.2014 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, ... parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişinin 10.12.2014 tarihli raporunda (483/A) harfi ile gösterilen bölümünün ... parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, ... parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (41/B) harfi ile gösterilen bölümünün ... parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, böylece ... parsel sayılı taşınmazın 11.867,00 metrekare yüzölçümlü olarak davacı adına, ... parsel sayılı taşınmazın 4.984,00 metrekare yüzölçümlü olarak davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı lehine zilyetlik ile iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın esasına girilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava konusu 483 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 1983 yılında kesinleştiği dosyaya getirtilen tapu kayıtlarıyla saptanmıştır. Davacı ... ise, kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak dava açmıştır. Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazın kadastro sonucu tapu kaydının oluştuğu 1983 yılından, davanın açıldığı 11.04.2014 gününe kadar, 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.