19. Hukuk Dairesi 2015/15712 E. , 2016/6776 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin yurtdışında yaşadığını, internet bankacılığını kullanmadığını, geldiğinde kullanmak üzere davalı bankadan kredi kartı aldığını, Türkiye" de bulunduğu bir gün telefonundan birisinin arayarak davalı bankadan aradığını ve kredi kartının kopyalandığını bildirdiğini, kimlik bilgilerini istediğini, müvekkilinin şüphelenerek bilgilerini vermediğini, ancak aynı şahsın bir süre sonra yeniden arayarak müvekkilinin tüm kimlik bilgilerini, anne kızlık soyadını, karttaki numaraları, TC nosunu söylemesi üzerine müvekkilinin arayanın banka personeli olduğuna inandığını, ardından müvekkilinin bilgisi dışında internet şifresi oluşturularak kredi kartından toplam 4.612-TL harcama yapıldığını, müvekkilinin davalı bankaya itiraz ettiği gibi, savcılığa şikayette de bulunduğunu, bu parayı ihtirazi kayıtla 10.12.2012" de davalı bankaya ödediğini belirterek, müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı miktarın ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, bahse konu işlemlerin davacının kişisel bilgileri, şifre ve parola bilgilerinin doğru olarak girilmesiyle yapıldığını, davacının özenle saklaması gereken kişisel bilgilerini ve cep telefonuna gelen tek kullanımlık şifreleri üçüncü kişilerle paylaştığını, bunu savcılıktaki ifadesinde de açıkça beyan etmiş olduğunu, çekilen nakit avans tutarlarının EFT yolu ile davacının ... AŞ nezdindeki kendi hesabına gönderildiğini, bu nedenle müvekkili nezdindeki işlemlerde davacının bir zararının oluşmamış olduğunu, husumeti adı geçen bankaya yöneltmesi gerektiğini, müvekkili bankaya kusur izafe edilemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, alınan bilirkişi raporunda davacının kendiliğinden, davalı bankayı arayarak internet işlemi için bir başvuruda bulunmadığı, üçüncü bir şahıs marifetiyle davalı banka bünyesindeki kişisel ve özel bilgilerine girilmek suretiyle işlem yapılmış olup, davalı bankanın bundan sorumlu olduğunun belirtildiği, internet bankacılığı hadiselerinde, mudi adına yeni simkart çıkartılması ya da internet bankacılığı yolu ile banka bilgilerindeki cep telefonu numarası değiştirilerek, şifrenin kötüniyetli kişilerin kendi elindeki telefona gelmesi sağlanarak dolandırıcılık yapılabildiği, somut olayda davacının şifresini muhafaza konusunda gerekli özeni gösterip göstermediğinin tespiti olasılığının bulunmadığı, davalı bankanın tek kullanımlık (değişken) şifre uygulamasında kullandığı SMS yönteminin, BDDK" nın tebliğine uygun olduğu, ancak şifrematik cihazları kadar kesin güvence sağlamadığı, davalı bankanın her seferinde tek kullanımlık şifre üreten cihaz kullanarak, bankacılık sistemine bağlanılmasını müşterilerine zorunlu kılması halinde dava konusu dolandırıcılık olayını engelleyebileceği, dava konusu olayın gerçekleştiği tarihte teknolojik olarak mümkün olmasına rağmen davalı bankanın bankacılık sisteminde böyle bir ek güvenlik önlemi bulunmadığı veya zorunlu olarak kullandırmadığının tespit edildiği, davacıya ait kimlik bilgileri ve kart bilgileri ile T.C. No"su, anne kızlık soyadı belirtilerek, bilgi istenmesi üzerine davacı tarafından karşı tarafa istenen bilgilerin verildiği, davalı bankanın, müşterisi olan davacının gizli kimlik bilgilerini gerektiği şekilde gizleyemediği, bu işlem dolayısıyla davalı bankanın sorumlu tutulması gerektiği gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, 4.612-TL" nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacıya ait kredi kartından talimatı dışında para çekildiği iddiasıyla açılmış tazminat istemine ilişkindir. Bankalar güven kuruluşu olduğundan mudilerinin paralarını korumakla yükümlü olup, bunun için gerekli teknik koruma tedbirlerini almak zorundadırlar. En hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Somut olayda ise, dosyadaki bilgilerden ve özellikle davacının savcılıktaki ifadesinden, davacının telefonla aranması sonucunda kart bilgilerini verdiği, bunun sonucunda cep telefonuna gelen şifrelerini de karşı tarafa bildirmesiyle kredi kartı hesabından paranın çekilerek, yine aynı yöntemle oluşturulan kendi talimatı uyarınca davadışı ..." taki davacıya ait bir hesaba paranın transfer edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı kredi kartı bilgilerini ve şifreleri söylemekle kusurludur. Birkimse, kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemez. Kaldı ki, para da yine davacının başka bankadaki kendi hesabına yatırılmış olduğundan, davacının bu davada zararı da gerçekleşmiş değildir. Bankanın sorumluluğu doğmayacağından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.