19. Hukuk Dairesi 2015/15699 E. , 2016/6775 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında 01/12/2005 tarihli superonline hizmetleri distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, sözleşme devam ederken davalının tüm distribütörlerini toplayarak mevcut sözleşmenin fesih ve ibrasını ve prim oranları daha düşük olan yeni sözleşmelerin yapılmasını istediğini, hakkaniyete aykırı tek taraflı bu istemini ihtar ile de bildirdiğini, müvekkilinin ise noter ihtarıyla bunu kabul etmediğini bildirdiğini, davalının sözleşmeye aykırı davranarak çalışmalarını engellediğini, yine teknolojinin gerisinde kalan ürünleri sipariş de olmamasına rağmen müvekkiline gönderip, iade de almadığını, tüm bu sebeplerle müvekkilince 17/09/2009 tarihinde davalıya akde uyması yönünde ihtar gönderildiğini belirterek, davalıya ödenen isim hakkı bedeli olan 135.185-TL"nin iadesine, 50.000-TL proftöy tazminatına, sözleşmenin erken feshi nedeniyle kalan süre için 75.000-TL yoksun kalınan kar mahrumiyetine ve ticari itibar kaybı nedeniyle 50.000-TL manevi tazminatına olmak üzere toplam 310.185-TL"nin fesihten itibaren ticari avans faiziyle, isim hakkı bedeli bakımından fatura tarihlerinden itibaren ticari avans faiziyle tahsiline, fazlaya dair hakların saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasındaki beyanlarında müvekkilince sözleşmenin feshedilmediğini, zira gönderilen ihtarda sadece süre verdiklerini, ancak sonrasında bir fesih bildiriminde bulunmadıklarını, davalının eylemli olarak sözleşmeyi feshettiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili, iddiaların doğru olmadığını, sözleşmenin 9.3. maddesi uyarınca müvekkilinin distribütörün müşterileriyle yapılacak sözleşmelerde her zaman değişiklik yapma ve komisyon oranlarını değiştirme hakkının olduğunu, 13.2 maddesine göre taraflardan birinin yükümlülüklerine uymaması halinde diğer tarafın 15 günlük süre vereceği, buna rağmen düzeltilmez ise sözleşmeyi fesih hakkının olacağını, davacının müvekkilinin sözleşmeye aykırı davrandığına dair iddialarının soyut olduğunu, kaldı ki sözleşme 7.5. maddesi gereğince dolaylı zararları da isteyemeceğini, sözleşmede münhasırlık kaydı bulunmadığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalının başlangıçta kabul edilen prim oranlarının tek yanlı olarak düşürülmesini talep ettiği, davacının bunu kabul etmediği, davalının davacının hizmet vermesini ekran kapatma suretiyle önlediği, bu nedenle davacının müşteri bilgilerine ulaşamadığı, davacının sözleşmenin uygulanmasının imkansız hale getirildiğinden bahisle davalı yana gönderdiği 17/09/2009 tarihli noter ihtarnamesiyle sözleşmedeki yükümlülüklerin yerine getirilmesini, aksi halde sözleşmenin feshinin isteneceğini ihtar ettiği, buna rağmen davalının prim oranlarını tek yanlı olarak indirdiğinin bilirkişi raporları ile sabit olduğu, davalının prim oranlarında yapmak istediği değişikliklerin sözleşmenin davacı tarafından haklı sebeple feshine sebep teşkil edeceği, sözleşmenin davalının haksız eylemleri nedeniyle çekilmez hale getirilmesi sebebiyle 17/09/2009 tarihinde fesih edilmiş olduğunun mahkemece benimsendiği, yapılan değişikliklerin MK 2 ve 3. madde gereği hak ve nefaset ile objektif iyiniyet kurallarına uygun olarak kullanılması gerektiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne; davacının portföy tazminatı isteminin, ancak taraflar arasında tekel hakkı kuran sözleşmelerde işbu tazminat talep edilebileceğinden, tekel hakkı kurulmadığı gibi davacının talep etmesi gereken tazminat miktarını ispat edemediği de dikkate alınarak reddine, manevi tazminat istemi bakımından, davalının, davacının ticari onur ve saygınlığını haksız ve hukuka aykırı olarak herhangi bir saldırısı tespit edilemediğinden ve her sözleşmeye aykırılık doğuran eylemin manevi tazminat talep hakkı vermediğinden reddine, davacının sözleşmeyi haklı sebeple feshetmesi sebebiyle kalan süre yönünden kar mahrumiyetinden kaynaklanan tazminat talebinin koşullarının oluştuğu, raporda belirlenen toplam 20.023,98 TL yoksun kalınan kar tazminatına hükmedilmesine, davacının isim hakkı bedeli olarak davalıya yaptığı ödemeler bakımından, sözleşmenin süresinden önce haklı sebeple 17/09/2009 tarihinde feshedildiği benimsendiğinden raporda yapılan hesaplama gereğince 32.565,02 TL"nin davalıdan tahsiline, sözkonusu isim hakkı bedellerinin ödendiği tarihler göz önünde bulundurularak 9.565,02 TL"sinin ödeme tarihi olan 31/07/2006"dan 23.000-TL"sinin 19/06/2006 tarihinden itibaren, yoksun kalınan kar tazminatının ise 17.09.2009 fesih tarihinden itibaren işleyecek değişken oranla avans faizleri uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istem ve taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 01.12.2005 tarihli distribütörlük sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin 5 yıl süreli olması sebebiyle 01.12.2010 tarihinde sözleşme kendiliğinden sona ermiştir. Sözleşme süresi içerisinde 17.09.2009 tarihinde davacı tarafından davalıya ihtar gönderilmiş, bu ihtarnamede sözleşmeye aykırı olan hususların düzeltilmesi, 1 ay içinde düzeltilmediği takdirde sözleşmenin feshedileceği bildirilmiştir. Bu ihtardan sonra sözleşmenin taraflarca sözleşme süresi içinde feshedildiğine dair bir belge dosyaya sunulmamıştır. Dolayısıyla, davalının sözleşmeye aykırı olduğu bildirilen davranışları davacı tarafından kanıtlanamamıştır. Dava ise, sözleşme süresinin sona ermesinden sonra 06.03.2012"de açılmıştır. Davalı tarafın feshi de sözkonusu olmadığından, davacının bu sözleşme kapsamında alacağının doğduğundan sözedilemeyeceğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yerolmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 19/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.