21. Hukuk Dairesi 2015/2269 E. , 2016/198 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, 16.02.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yardıma muhtaç %100 oranında meslekte kazanma güç kaybına uğrayan sigortalının, 16.09.2011 tarihinde iş kazasına bağlı olarak öldüğünden bahisle hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı eş ...’ün maddi tazminat isteminin kabulüne, çocukların maddi tazminat istemlerinin reddine, davacıların manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar murisinin 16.02.2009 tarihinde iş kazası geçirdiği ve bu kaza sonunda yardıma muhtaç %100 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle ... Kurumu tarafından gelir bağlandığı, 16.09.2011 tarihinde öldüğü, ölüm nedeniyle ... Kurumu’nun hak sahiplerine ölüm geliri bağladığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık 16.02.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası ile 16.09.2011 tarihli ölüm olayı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar hak sahiplerine ... Kurumu tarafından iş kazası kolundan ölüm geliri bağlanmış ise de, kurumun bu işlemi 5510 sayılı Yasanın 20/2 maddesindeki “İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 veya daha fazla oranda kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın birinci fıkraya göre belirlenen tutar, 34 üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanacağına ilişkin” düzenlemenin bir sonucudur. Hal böyle olunca, sigortalının ölüm olayının iş kazasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda ortaya çıkan tereddüdün giderilmesi, diğer bir ifadeyle, iş kazası ile ölüm arasında tıbbi illiyet bağının bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılması gerekirken, hak sahiplerine SGK’nun gelir bağlaması yeterli görülerek sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu ortadadır.
Yapılacak iş: 5510 sayılı Yasanın 95. maddesinde öngörülen prosedür uyarınca sigortalının 16.09.2011 tarihinde gerçekleşen ölümünün, 16.02.2009 tarihindeki iş kazası sonucu meydana gelip gelmediği konusunda, Kurum sağlık kuruları ile Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmak, bu rapora karşı somut verilere dayanan bir itiraz olursa, ... Kurumu, giderek ... Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla iş kazası ile ölüm arasında tıbbi illiyet bağının bulunup bulunmadığına ilişkin rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin temyiz itirazları ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalıya iadesine
19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.