Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2966
Karar No: 2019/12568
Karar Tarihi: 26.12.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2966 Esas 2019/12568 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/2966 E.  ,  2019/12568 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, 24/10/2011 tarihinde davalı ..."in kendisine ait, sevk ve idaresindeki araçla müvekkillerinin murisi ..."e çarparak ölümüne sebep olduğunu, müvekkillerinden ..."in müteveffanın eşi, diğer müvekkillerinin ise çocukları olduğunu, davacı ..."ın evli, diğer çocukların bekar olduğunu, ..."un asgari ücretle çalıştığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla, müvekkilleri davacı ... için 100,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi, oğlu ... için 100,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, oğlu ... için 100,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, kızı ... için 100,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatlardan maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili davanın reddi gerektiğini savunmuş, diğer davalı davaya süresinde cevap vermemiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 40.907,61 TL, davacı ... için 9.374,74 TL maddi tazminatın ... sigorta şirketi açısından dava tarihi, davalı ... açısından kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen davalılardan alınmasına, davacı ... için takdiren 4.000,00 TL, davacı ... için takdiren 3.000,00 TL, davacı ... için takdiren 1.000,00 TL, davacı ... için takdiren 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınmasına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    10.04.1992 Gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilmeyen bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
    Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK"nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK"nın 294-297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK"nın 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili tarafından davacılar ... ve ... için maddi tazminat talebinde bulunulmuş, yerel mahkemenin kısa kararında bu davacılar yönünden maddi tazminata ilişkin hüküm kurulmamış, gerekçeli kararın gerekçe kısmında davacılar ... ve ... yönünden destekten yoksun kalma tazminatının reddine karar verildiği yazılmıştır. Dolayısıyla kısa kararda yer almayan hususun gerekçeli kararda yer almasının, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yarattığı açıktır.
    Bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Kabule göre de, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    3-Bozma neden ve şekline göre; davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan ve resen görülen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedeni ve şekline göre, davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 26/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi