21. Hukuk Dairesi 2015/18556 E. , 2016/181 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan E.. İ.. vekili tarafından duruşmalı, olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı işverenin “E.. İ.. .” olan ünvanının "E.. İ.." şeklinde yazılmasının maddi hataya dayalı olduğu ve HUMK"nun 459. maddesi gereğince talep halinde mahkemece her zaman düzeltilmesinin mümkün olduğu anlaşılmasına göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalı işverene ait işyerinde 15.05.2002 tarihi ile 07.04.2006 tarihleri arasında geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının gerçek ücret üzerinden tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Öte yandan HMK"nın 26. maddesi; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır." hükümlerini içermektedir.
Somut olayda, davalı işverene ait 1082054 sicil numaralı işyerinin 19.01.2004 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsama alındığı, bu işyerinden davacı adına 01.10.2004-07.04.2006 tarihleri arasında bildirimde bulunulduğu, davalı işyerinin reklam tasarım işleri yapan işyeri olduğu ve davacının burada grafiker olarak çalıştığı, dava dilekçesinde davacının en son 1.500,00 TL ücret aldığının belirtildiği, buna rağmen Mahkemece, Türkiye Gazeteciler Sendikası tarafından bildirilen emsal ücret esas alınarak davacının en son ücretinin 2.400,00 TL olduğu belirtilerek ve bu ücretin oranlanması suretiyle önceki dönemlere ait ücreti hesaplanarak davacının sigorta primine esas ücretinin hesaplandığı ve buna göre hüküm kurulduğu, ihtilaflı dönemde davalı işyerinde tek bordrolu çalışan olan P.. U..’nun çalışırken verdiği 17.11.2009 tarihli ifadesi ile işten çıktıktan sonra 19.09.2013 tarihinde verdiği ifadesi farklı olmasına rağmen çelişkinin giderilmediği anlaşılmaktadır.
Buna göre, emsal ücret araştırılırken davalı işyeri ile aynı işi yapan işyerlerinden ücret araştırması yapmak yerine, Türkiye Gazeteciler Sendikası tarafından bildirilen emsal ücret üzerinden hesaplanan ücrete göre ve talep aşılarak hüküm kurulması, ayrıca tek bordro tanığı olan P.. U..’nun çalışırken verdiği 17.11.2009 tarihli ifadesi ile işten çıktıktan sonra 19.09.2013 tarihinde verdiği ifadesi arasındaki çelişkinin giderilmemesi ve daha titiz bir şekilde tanık araştırılarak dinlenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; ihtilaflı dönemde davalı işyerinde tek bordrolu çalışan olan P.. U..’yu hazır ederek, çalışırken verdiği 17.11.2009 tarihli ifadesi ile işten çıktıktan sonra 19.09.2013 tarihinde verdiği ifadesi arasındaki çelişkiyi gidermek, davalı işyerinin açık adresi tespit edilerek, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahiplerini titizlikle araştırıp tespit ederek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, ilgili oda ve davalı işyeri ile aynı işi yapan işyerlerini tespit ederek, bu yerlerden ihtilaflı dönemde davacı ile aynı işi yapan bir kişinin alacağı ücreti sormak, ondan sonra talebi de göz önünde tutarak ve tüm delilleri bir arada değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan E.. İ.." e iadesine
19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.