11. Hukuk Dairesi 2016/7512 E. , 2018/2166 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen ....03.2016 tarih ve 2011/645-2016/142 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ev ve mutfak gereçleri sektöründe çalıştığını, ... markasının 1984 yılında ... nezdinde 82825 sayılı ile müvekkili adına kayıtlı olduğunu, davalı şirketin ise müvekkiline ait ... markasının ayırt edilmeyecek düzeyde benzeri olan ... markasını 2007/06090 sayı ile bir kısım ürün ve hizmeti kapsayacak şekilde adına hukuka aykırı olarak tescil ettirdiğini, davalı markasının esas unsurunun müvekkilinin tescilli markası olan ... ibaresinin olduğunu, görsel ve işitsel olarak benzediğini, müvekkili markasının uzun yıllardan beri kullanılıyor olmasına karşı davalının bile bile müvekkili markasını kullanarak kötü niyetli hareket ettiğini, ticaret unvanı olarak tescilinin markasal hakkın ihlali mahiyetinde olduğundan ticaret sicilinden silinmesi gerektiğini, davalı şirketin yaptığı eylemin haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek davalı adına tescilli bulunan 2007/06090 sayılı ... markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkini ile davalı şirketin ticaret unvanının sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında sözleşmesel ilişki bulunduğunu, davacının bu kapsamda ... markası esas olmak üzere ... kelimesinden türetilmiş markaların da kullanımına izin verdiğini, müvekkili şirketin lisans sahibi olduğunu, davacının sessiz kalma yoluyla marka iptali ve unvan terkini bakımından her iki talebi hakkında da dava açma hakkını yitirdiğini, markalar arasında karıştırma ihtimalinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı adına tescilli 2007/06090 sayılı ... ibareli markada yer alan 7. ve 11. sınıftaki mallar bakımından davacının markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, 556 sayılı KHK"nin 8/1-b hükümlerinin uygulanabilir olduğu, davacı tarafın uzun süre sessiz kaldığı, hak kaybına uğradığı, davalı tarafın dava konusu ... ibareli markasının ve ticaret unvanının sicilden terkinini talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı adına tescilli 2007/06090 sayılı ... ibareli markada 7 ve 11. sınıfta yer alan mallar bakımından markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 294 ve devamı (Mülga HUMK’nın 382 ve devamı) maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması, tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi esastır. Bu nedenle hükmün, açık, anlaşılır, infaz edilebilir şekilde tesis edilmesi ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın, kısa karara uygun olması gerekmektedir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına güven sarsılmış olacaktır.
Öte yandan, yazılacak kararın gerekçesiyle hüküm kısmı arasında bütünsellik esastır. Başka bir anlatımla, gerekçe ile hüküm birbirine bağlı olup, çelişki bulunmaması gerekir. Nitekim, HMK’nın 298/.... maddesinde de gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır.
Hak sahibinin hakkının ihlali karşısında, bu ihlal yönünden uzun süre harekete geçmeyerek ve sessiz kalarak veya bu ihlale icazet anlamında, o kişiyle bu ihlali bilerek ticari ilişkiye girmek suretiyle mütecaviz üzerinde, kendisine karşı bu hak sebebiyle dava açılmayacağı kanaat ve güven oluşturulduktan sonra önceki hakkına dayanarak mütecavüze karşı dava açması çelişkili davranış teşkil edecektir. Çelişkili davranış MK m. ... uyarınca dürüstlük kuralına aykırı, kötü niyetli ve yasak bir davranış olup hukuk tarafından himaye görmesi mümkün değildir (venire contra factum proprium).
Dava, marka hükümsüzlüğü, markanın ve ticaret unvanının sicilden terkini istemlerine ilişkindir. Kararın gerekçesinde davalı markasının 7. ve 11. sınıflar yönünden davacı markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, 8/1-b hükümlerinin uygulanabileceği, ancak davacının sessiz kalmış olması nedeniyle hak kaybına uğradığı, bu nedenle davalının ... ibareli markasının ve ticaret unvanının terkinini talep edemeyeceği belirtilmiştir. Ancak hüküm fıkrasında davanın kısmen kabulü ile davalı adına tescilli ... ibareli markanın 7. ve 11. sınıfta yer alan mallar bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Mahkemece, ikinci bilirkişi heyeti raporuna itibarla, davacı tarafın uzun süre sessiz kalma sebebiyle marka hükümsüzlük ve ticaret unvanının terkini davası açma yönünden hak kaybına uğradığı gerekçe kısmında benimsendikten sonra hüküm fıkrasında davanın kısmen de olsa kabulüne karar verilmesi çelişkili olmuş hükmün bu nedenle taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
...- Kabule göre de hükümsüzlük davası yönünden; sadece tescilsiz ve izinsiz olarak başkasına ait marka kullanımına karşı uzun süre dava açılmaması halinde uygulanabilecek olan sessiz kalma nedeniyle hak kaybı müessesenin somut olayda uygulanma imkanı olmayıp, bu tür davalarda 556 sy. KHK"nın 42/1-a maddesinde belirtildiği üzere hükümsüzlük davasının markanın tescil edildiği tarihten itibaren 5 yıllık yasal süre içinde açılıp açılmadığına bakılmalıdır. Somut olayda, davalı markasının ....01.2008 tarihinde tescil edildiği, davanın ise ....08.2011 tarihinde açıldığı gözetildiğinde davanın 5 yıllık yasal süre içerisinde açıldığının anlaşılması karşısında mahkemenin, sessiz kalma nedeniyle dava açma hakkının kaybedildiği yönündeki gerekçesi doğru olmamıştır. Mahkemece hükümsüzlük davasının süresinde açıldığı kabul edilerek ve işin esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru olmamış ve hükmün davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
...- Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, ....03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.