21. Hukuk Dairesi 2015/14012 E. , 2016/161 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, sehven başlatılan SSK sigortalılığının iptaline, Bağ-Kur sigortalılığının tespitine, hak kazandığı tarihten itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava , davacının sehven başlatılan SSK sigortalılığının iptali, Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile kendisine hak kazandığı tarihten itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile “davacının 20 günlük 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalılık dışında kalan 31/10/1991-30/07/1996 tarihleri arasında Bağ-Kur zorunlu tarım sigortalısı olduğunun ve davacının 1479 sayılı Yasa"nın Geçici 10. maddesinin 2.fıkrasının (d) bendi ile 2829 sayılı Yasa"nın 4 ve 8. maddeleri gereğince 01.01.2009 tarihinden geçerli yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine” karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Yasa"nın Geçici 10 maddesi ile ; "(Ek madde: 25/08/1999 - 4447/39 md.) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümlere göre, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanmasına hak kazananlar ile aylık bağlanmasına hak kazanmalarına iki tam yıl veya daha az kalan sigortalıların, tam veya kısmi yaşlılık aylığı talep hakları saklıdır.(İptal fıkra: Anayasa Mah.nin 23/02/2001 tarihli ve E. 1999/42, K. 2001/41sayılı Kararı ile.; Yeniden düzenleme: 23/05/2002 - 4759 S.K./7. md.) 23/05/2002 tarihini takip eden aybaşı itibarıyla, kadın ise 20 tam yıl, erkek ise 25 tam yıl prim ödemiş olanlar ile prim ödeme sürelerinin dolmasına; e) 5 tam yıldan fazla, 6 tam yıl veya daha az kalan kadınlara 44 yaşını, 6 yıl 6 aydan fazla, 8 tam yıl veya daha az kalan erkeklere 48 yaşını doldurmaları, kadın ise 20, erkek ise 25 tam yıl prim ödemeleri şartıyla ve talepte bulunmaları halinde, yaşlılık aylığı bağlanır " hükmü düzenlenmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 12/12/1961 doğum tarihli olan davacının 01/01/1985 tarihli tescil kaydına ilişkin Tarım Bağ-Kur"a giriş bildirgesinin 30/03/1985 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal ettiği, 01/01/1985-30/07/1996 tarihleri arasında 11 yıl 6 ay 29 gün (4169 gün) 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılık hizmet süresinin bulunduğu, davacının 07/10/1991-30/10/1991 tarihleri arasında geçen 20 günlük SSK"lı hizmet süresinin olması nedeniyle Kurum tarafından Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 01/01/1985-06/10/1991 tarihleri arasında (2435 gün) geçerli kabul edilerek yeniden düzenlendiği, davacının ayrıca 31/07/1996-26/12/2008 tarihleri arasında 12 yıl 4 ay 25 gün (4465 gün) 1479 sayılı Yasa kapsamında Esnaf Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu, 600 günlük askerlik borçlanması süresinin bulunduğu, 26/12/2008 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunan davacının bu talebinin 20 yıl 10 ay hizmet süresinin olması nedeniyle “25 tam yıl hizmet süresi ile 50 yaş şartını” taşımaması nedeniyle Kurum tarafından reddolunduğu, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece davacının 01/01/1985-30/07/1996 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü yerinde ise de 1479 sayılı Yasa"nın Geçici 10.maddesi gereği 23/05/2002 tarihini takip eden aybaşı itibariyle 25 tam yıl prim ödeme süresinin dolmasına 07 yıl 07 ayı kalan davacının ilgili maddenin (e) bendi gereği 48 yaşını doldurması halinde yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi mümkün iken tahsis talep tarihi olan 26/12/2008 tarihi itibariyle 47 yaşında olan davacının 01.01.2009 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine ilişkin kurulan hüküm hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın hatalı değerlendirme neticesi yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.