3. Hukuk Dairesi 2016/20346 E. , 2018/6946 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kendisine ait taşınmaz içerisindeki sulama kuyusunu 2010 yılında dava dışı üçüncü kişiye kiraladığını, kiracının davalı kurumla abonelik sözleşmesi imzaladığını, kira sözleşmesi sona erince 11.04.2013 tarihinde tarımsal sulama abonesi olarak yeniden abone olduğunu, 21.05.2013 tarihinde hakkında iki tane fatura tahakkuk edildiğini, 195,00 TL"ye ilişkin faturaya itirazının bulunmadığını, 7.363,37 TL"ye ilişkin faturada yeni abone olduğundan ilk endeks birimi 0 olması gerekirken 245 olarak gösterilip elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, söz konusu fatura bedelini icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığını, ödediği 8.300 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kendisine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, tüketimin tespitine ilişkin talebin ... ve ... Elektrik Türk A.Ş."nin görev alanında olduğunu, bu şirket tarafından bildirilen tüketim miktarı baz alınarak fatura düzenlendiğini, sayaç okuma ve tüketim miktarının bildirilmesi konusunda şirketin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacı 874 kwh"dan 1495 kwh"a kadar elektrik enerjisi kullandığından ödediği 8.300 TL"nin istirdatını talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Dosyanın incelenmesinde; davacının 11.04.2013 tarihinde yeni sayaç alarak yeniden tarımsal sulama abonesi olduğu, adına 5/2013 fatura dönemine ait P 31216 seri nolu 195,53 TL ve P 31217 seri nolu 7.363,37 TL bedelli iki adet fatura tahakkuk ettirildiği, davacının 195,53 TL bedelli faturaya ilişkin kullanım bedeli olduğu gerekçesiyle itirazının bulunmadığı, 7.363,37 TL bedelli faturada ise perakende satış bedelinin ilk endeks biriminin 874 son endeks biriminin 1495, dağıtım sistem kullanım bedelinde ilk ve son endeks biriminin 245 olduğu belirtilerek kullanmadığı elektrik bedelinin tahakkuk ettirildiği iddiasında bulunduğu, davalının ise davanın reddine karar verilmesini dilediği görülmüştür.
Davacının davaya konu yerde daha önce elektrik aboneliği bulunmadığından borçtan sorumlu olabilmesi için fiili kullanıcı olduğunu ispat yükü davalı tarafa düşmektedir.
Somut olayda, davacının davaya konu 11.04.2013 tarihli abonelik sözleşmesinden sonra tahakkuk edilen fatura ile kullanım bedelinin tahsil edildiği anlaşılmıştır. Davacının, davaya konu faturada belirtilen elektrik borcundan sorumlu olabilmesi için abonelik sözleşmesinden önce fiili kullanıcı olarak elektrik kullandığının ispat edilmesi gerekmektedir. Davacının fiili kullanıcı olmadığı iddiası karşısında fiili kullanıcı olduğunu ispat yükü davalı tarafa düşmektedir. Davalı taraf ise davacının fiili kullanıcı olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge dosyaya sunmamıştır.
O halde; mahkemece; davacının davaya konu faturadan dolayı sorumlu olduğu kanıtlanamadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.