4. Ceza Dairesi 2020/20354 E. , 2020/11427 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Bayındır Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 14/05/2019 tarihli ve 2018/1485 soruşturma, 2019/433 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ödemiş Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/06/2019 tarihli ve 2019/1490 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21/05/2020 gün ve 2020/46510 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “ Somut olayda, şüpheli ile müştekinin boşanma aşamasında oldukları, müştekinin olay günü şüpheliyle barışmak maksadıyla çiçek götürdüğü, şüphelinin çiçekleri kabul etmediği, bu esnada tanıklar ... ve..."ın beyanlarında şüphelinin müştekiye hitaben "sen adam mısın al bu çiçekleri götüne sok" dediğinin belirtildiği, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda tanıkların müşteki hakkında müşterimiz ifadesi kullanmasından ötürü tarafsız olmadıkları değerlendirilmiş ise de, bu hususu diğer delillerle birlikte mahkemesinin takdir etmesi gerektiği, buna göre, şüpheli hakkında hakaret suçunun unsurlarının oluştuğunun kabul edilmesi gerektiği, bununla birlikte şüphelinin üzerine yüklenen hakaret suçunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesi gereğince uzlaşmaya tâbi olduğu, ancak soruşturma aşamasında müştekiye ve şüpheliye usûlüne uygun uzlaştırma işlemi yapılmadığı anlaşılmakla, soruşturma dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK"nın 160/1. maddesinde, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya haşlar.", 160/2. maddesinde "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için. emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür."" 170. maddesinin 2. fıkrasında, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir." hükümleri düzenlenmiştir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli şüpheyi uyandıracak delil/ler bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli şüpheyi uyandıracak delil/ler bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK"nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK"nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnat edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
İncelenen somut olayda; müştekinin, şüphelinin kendisine "sen adam mısın al bu çiçekleri g... sok " şeklindeki sözlerle hakaret ettiğini belirtip şikayetçi olduğu, tanıklar ... ve ..."ın da aynı şekilde beyanda bulunmaları karşısında; şüphelinin eyleminin sübut bulup bulmadığı hususu, lehine ve aleyhine toplanacak tüm kanıtların, mahkemece birlikte tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği, hakaret suçunun, CMK"nın 253. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, soruşturma dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ve bu karara yapılan itirazın reddedilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Ödemiş Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/06/2019 tarihli ve 2019/1490 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanunun 309/4-a maddesi gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 13/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.