21. Hukuk Dairesi 2015/8054 E. , 2016/135 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Karabük İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/12/2014
NUMARASI : 2011/363-2014/391
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere göre davalılar vekillerinin tüm, davacılar vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, 22.06.2011 tarihli iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davacı Zekeriya"nın maddi tazminata ilişkin davasının kısmen kabulü ile; 29.364,23 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 22.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacılar Döndü, Kadriye, Musa, İsa, Hülya ve Pembe"nin maddi tazminata ilişkin davalarının reddine, davacıların manevi tazminata ilişkin davalarının kısmen kabulü ile; Döndü için 50.000,00-TL, Kadriye için 15.000,00-TL, Zekeriya için 15.000,00-TL, Hülya için 10.000,00-TL, Musa için 10.000,00-TL, İsa için 10.000,00-TL, Pembe için 10.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişin talebin reddine, karar verilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. 5510 sayılı yasanın 21/4. maddisine göre ise “... İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından; 22.06.2011 tarihli iş kazasının oluşumunda %50 davalı işveren TCDD"nin, %50 oranında ise işveren TCDD"nin işçisi davalı H.. Ş.."in kusurlu olduğu, hükme esas alınan hesap raporunda davacılara Kurumca iş kazası sigorta kolundan bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin (olayda kusuru bulunan H.. Ş.."in üçüncü kişi olduğu değerlendirmesi ile) %75"inin rücuya tabi olduğu gözetilerek hesaplanan zarardan düşüldüğü, Mahkemenin ise davalı H.. Ş.."in TCDD"nin işçisi olması karşısında üçüncü kişi sayılamayacağı ve bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin tamamının hesaplanan zararlardan mahsup edilmesi gerektiği kabulüne göre neticeye vardığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacılar için hesaplanan maddi zararlardan rücuya tabi Kurum tahsislerinin düşülmesi gerektiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf düşülmesi gereken bu Kurum tahsisinin rücuya tabi miktarının belirlenmesinde yaşanmakta olup 5510 Sayılı Yasanın 21/4 maddesinde açıkça iş kazasının üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmesi halinde sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin “yarısının” rücuya tabi olacağı düzenlenmiştir. Burada tartışılması gereken diğer bir husus da üçüncü kişi kavramından neyin anlaşılması gerektiğidir ki; ilgili yasa metni ve başlığından anlaşıldığı üzere işveren dışındaki herkes üçüncü kişidir. Hal böyle olunca işbu dosyada davalı H.. Ş.."in de üçüncü kişi sıfatını taşıdığı açık olup buna göre de davacıların hesaplanan maddi zararından tenzili gereken Kurum tahsislerinin belirlenmesi sırasında Mahkemece 5510 Sayılı Yasanın 21/4 maddesinde belirtilen üçüncü kişi kavramının hatalı değerlendirilmesi ile fazla tenzilat yapıldığı ortadadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılara yükletilmesine, 18.01.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.