22. Hukuk Dairesi 2017/39317 E. , 2018/3009 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle feshettiğini, sendikaya üye olduğunu ve Toplu İş Sözleşmesinden faydalandığını ileri sürerek Toplu İş Sözleşmesi hükümleri gereğince eksik ödenen kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Bilirkişi raporunu tebliğ alan tarafların söz konusu raporu incelemesi için süre verilip verilmeyeceği, bu bağlamda savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 21.03.2007 tarih ve 2007/8-161 esas, 2007/155 sayılı kararı ile de belirtildiği üzere adil yargılanma ve dinlenilme hakkının bir gereği olarak hakim, taraflara duruşmalarda hazır bulunmak, iddia ve savunmalarını bildirmek için imkan vermelidir.
Somut olayda; taraflar karar duruşmasında tebliğ aldığı ek bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmak için süre talep etmiş, ancak mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeden bu talep reddedilmiştir. tarafların dosyaya sunulan delilleri inceleyerek savunma yapmasının engellenmesi neticesinde yukarıda yapılan açıklamalar da dikkate alındığında, hak arama özgürlüğü kapsamında savunma hakkı ihlal edilmiştir. Mahkemece, taraflara ek bilirkişi raporunu incelemek ve varsa beyanlarını sunmak için süre verildikten sonra çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken savunma hakları kısıtlanarak yargılama yapılıp karar verilmesi hatalıdır.
2-Taraflar arasında davacının yıllık izin alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususu da tartışmalıdır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı sebebe dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi başlıklı 31. maddesine göre de, Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.
Somut olayda, davalı davacının 311 gün yıllık izninin kaldığına dair belge ibraz etmiştir. Hal böyle olunca, 6100 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince Hakimin Aydınlatma Ödevi doğrultusunda, söz konusu belge davacıya gösterilerek gerçek olup olmadığı konusunda beyanları değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Ayrıca Siirt Belediyesi’nin kamu kurumu olması, tüm iş ve işlemlerinin kayıt altında tutulmasının gerekliliği hususu göz önüne alınarak, Mahkemece uzman bir bilirkişi marifetiyle davalı Belediyenin kayıtları üzerinde, gerekirse yerinde inceleme yaptırılarak davacının yıllık izin alacağı bulunup bulunmadığının hesaplattırılması gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi isabetsizdir.
3-Ayrıca, dosyada eksik olan Toplu İş Sözleşmeleri, davacının sendikaya üye kayıt fişi ve eksik olan tüm belgeler dosyaya kazandırılarak dava konusu hakkında inceleme ve araştırma yapılmalıdır. Mahkemece, tüm bu hususlar gözetilmeksizin sonuca gidilmesi hatalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın sair yönleri incelenmeksizin bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine,13/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.