Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/16251 Esas 2015/940 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/16251
Karar No: 2015/940
Karar Tarihi: 26.01.2015

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/16251 Esas 2015/940 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2014/16251 E.  ,  2015/940 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 11/07/2014
    NUMARASI : 2014/102-2014/386

    Davacı H.. Ü.. vekili Avukat Lokman tarafından, davalı M.. T.. aleyhine 04/03/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 11/07/2014 günlü kararın Yargıtay’ca davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi"nde öğretim üyesi olarak görev yaptığını, aynı hastanede öğretim üyesi olarak çalışan davalının, üçüncü bir şahsa kendisi hakkında hakaret içerikli sözler sarf ettiğini belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    Mahkemece, davalının görev kapsamında yapmış olduğu eyleminden dolayı ancak İdare aleyhine dava açılabileceği, kendisine husumet yöneltilemeyeceğinden bahisle istemin reddine karar verilmiştir.
    Anayasa m. 129/5’te, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği benimsenmiştir. Ne var ki; bu kural mutlak olmayıp, idari yetkilerin kullanılma alanıyla, eş anlatımla, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlarla sınırlıdır. Özellikle, haksız eylemlerde (fiili yol); kamu görevlisinin, Anayasa’nın bu güvencesinden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
    Somut olayda, davalının davacıya açıkça hakaret ettiği ileri sürülmüştür. Kamu görevlilerinin hakaret etmeleri kişisel kusur oluşturur ve hiç bir biçimde görevle ilişkilendirilemez. Bu sava dayanan davaların, Anayasa m.129/5 kapsamında değerlendirilmesi de mümkün değildir.
    Şu halde, kamu görevlisinin kişisel kusuruna dayalı eldeki davada davalıya husumet tevcih edilebileceği benimsenmelidir. Mahkemece, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.