Abaküs Yazılım
Danıştay 15. Daire Başkanlığı
Esas No: 2015/6790
Karar No: 2017/3238
Karar Tarihi: 08.06.2017

Danıştay Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2015/6790 Esas 2017/3238 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/6790
Karar No : 2017/3238

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce, dosyanın tekemmül ettiği anlaşılmakla yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, ... İli, ... İlçesi, ... Köyü'nden, terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin ... 1 No'lu Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı'nın 12/09/2012 tarih, 72/01/2012/1164 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesince, 5233 sayılı Yasa kapsamında başvurucuların zarara uğramaları için mutlaka kendi üzerine kayıtlı ve tapulu taşınmazların bulunmasının gerekmediği, önemli olanın davacıların olaylar öncesi yararlandıkları korunacak bir hakkının bulunup bulunmadığı, bu yararlanmanın terör veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeni ile sona erip ermediği veya aynı sebepler ile bu hakkın zarara uğrayıp uğramadığını belirlemek olduğunu, bu hakkın mülkiyetten farklı bir zilyetlik ya da intifa gibi mülkiyetten gayri ayni bir hak olabileceği, uyuşmazlık konusu olan yer bir köy/mezraa yeri olup kadastro çalışmaları tamamlanmadan önce buralarda yaşayan kişilerin tapuları olmadan da malvarlıklarının bulunacağını kabul etmenin hayatın olağan akışı ve hakkaniyet gereği olduğu, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden keşif sonucunda davacı adına zarar tespitlerinin yapıldığının anlaşıldığı, davacıların anılan Köyü boşalttığı tarihten çok sonra yapılan kadastro çalışması verilerine dayanılarak davalı idarece hüküm kurulmasının tutarlı olmadığı, bu kişinin köyü boşalttığı tarih ile kadastronun geçtiği tarih içerisinde zilyetliğinde bulundurduğu arazileri elden çıkarmış olabileceğinin de ihtimal dahilinde olduğu, idarenin geçmişe yönelik araştırma yapmamasının eksik inceleme yapıldığı anlamına geldiği, salt adına tapu kaydı bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine yönelik, eksik ve yanlış incelemeye dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 2. maddesinin (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.
5233 sayılı Kanun kapsamında mal varlığına ulaşamama nedeniyle uğranılan bir zarardan söz edebilmek için, yerleşim yerinin tamamen boşalmış/boşaltılmış olması gerekmektedir. Çünkü, yerleşim yerinin ''kısmen'' boşalmış olması, o yerleşim yerinde güvenli bir şekilde yaşayabilme olanağını sağlayan asgari güvenlik şartlarının idarece yerine getirilmiş olduğunun nesnel bir göstergesidir. Güvenlik kaygısının, yerleşim yerinde sürekli yaşayan kişilere ve sözü edilen kaygı nedeniyle aynı yerleşim yerini terk eden kişilere göre değişmemesi gerekmektedir. Terör olayları nedeniyle toplumda oluşan korku ve endişe karşısında her bireyin farklı tepki göstermesi mümkündür. Bu nedenle, kişiden kişiye değişebilen bir duygu olan güvenlik kaygısının yukarıda belirtildiği şekilde nesnel bir ölçüte dayandırılması zorunludur. Dolayısıyla, güvenlik kaygısına dayanılarak bir yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması nedeniyle mal varlığına ulaşılamamasından kaynaklanan maddi zararın idarece ödenmesine yasal olanak bulunmamakla birlikte bir yerleşim yerinde meydana gelen terör olayları nedeniyle yerleşim yerinde sadece köy korucuları ile bunların aileleri kalmış, diğer köy halkının yerleşim yerini terk etmiş olması halinde, bir başka ifade ile bu şekilde bir yerleşim yeri kısmen boşalmış ise, yerleşim yerini kısmen terk eden köy halkının da güvenlik kaygısıyla köyden ayrıldığının kabul edileceği ve bu nedenden dolayı mal varlığına ulaşılamamaktan kaynaklanan maddi zararın 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre idarece karşılanacağı açıktır.
Anılan Kanun hükümlerine göre, bir yerleşim yerinde asgari güvenlik düzeyinin gerçekleştirilmiş olmasına ve bu yerde köy korucuları ile bunların aileleri dışındaki diğer köy halkının yaşamasına karşın, yerleşim yerinde yaşayan kişilerin bir kısmının güvenlik kaygısı nedeniyle yerleşim yerini terk etmeleri sonucunda uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın da idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından ikamet ettiği ... İli, ... İlçesi, ... Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle mal varlığına ulaşamaması ve taşınır, taşınmaz mallarının zarara uğraması nedeniyle uğradığı ileri sürülen zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle Zarar Tespit Komisyonuna başvurulduğu, dava konusu işlemle davacının adına tapu kaydı olmadığı gerekçesi ile tazminat talebinin reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
... Köyü'ne ilişkin olarak açılan başka bir davada, … İdare Mahkemesi'nin … tarih, E:…, K:… sayılı kararı ile; "boşalan köy ve mezralara ilişkin listelerin birinde ... Köyü'nün terör olaylarından etkilenmediği, diğer listede ise 1993-1995 yılları arasında Köyün boşaldığının belirtildiği, 1990-2000 yılları arasında yapılan Genel Nüfus Sayımları ve Tespitlerine göre 1990 yılında 552, 1997 yılında 310, 2000 yılında ise 279 kişinin köyde yaşadığı; köyde koruculuk sisteminin bulunduğu, 18/11/2009 tarihli jandarma araştırma tutanağında korucu ailesi dışında ikamet edenlerin de bulunduğu; köy okulunun 1989-1990 eğitim yılında kapandığı, 1993-1995 yılları arası dönemde kayıtlara geçen 4 terör olayı yaşandığı, Jandarma araştırması sonucu düzenlenen boşalan köyler listesinde ... Köyünün çelişkili olduğu ve nüfus verileri dikkate alınarak yapılan ara kararıyla ... Köyünde görev yapan korucu listelerinin getirtildiği, söz konusu listelerin incelenmesi sonucunda koruculuk sisteminin 1993 yılı Ağustos ayında getirildiği, Köyün tamamen boşaldığı iddia edilen 1993 yılında 14, 1994 yılında 21, 1995 yılında 19, 1996-1999 yılları arasında 17, 2000 yılında ise 12 geçici köy korucusunun ...
Köyü'nde görev yaptığının anlaşıldığı, ... Köyü'nün kısmen boşalan köylerden olup tamamen boşalmadığı" hususlarının belirtildiği görülmektedir. Söz konusu karar Dairemizce onanmış ve davacının karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
... Köyü'ne ilişkin Dairemizde bulunan diğer dava dosyalarında da aynı yönde karar verildiği, ... İli, ... İlçesi, ... Köyü'nün "terör eylemleri" veya "terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler" nedeniyle idarece veya köy halkı tarafından tamamen boşaltılmadığı anlaşıldığından, davacının uğradığını ileri sürdüğü zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, aksi yönde verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi