MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm ve evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, davacı tarafından tayin edilen vekil vasıtasıyla açılmış ve takip edilmiştir. Davacı Türk Medeni Kanunu"nun 407. maddesine dayanılarak verilen, vesayet kararı ile kısıtlanmıştır. Bu karar da, 02.04.2017 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı tarafından atanan vekilin temsil yetkisi de bu tarih itibariyle son bulmuştur. Gerekçeli karar, medeni haklarını kullanmaktan yoksun bırakılan davacının tayin etmiş olduğu Avukat ...’ye 29.05.2015 tarihinde tebliğ edilmiş ve aynı vekil tarafından da 05.06.2015 tarihinde mahkemece verilen karar temyiz edilmiştir.
Dairemizce verilen 10.05.2016 tarihli birinci iade kararında, davacıya vasi atanıp atanmadığı, atandı ise gerekçeli kararın vasiye tebliğ edilmesi ve vasi yönünden de temyiz süresinin beklenmesi, atanmadı ise atanmasının beklenerek aynı usulü işlemler tamamlandıktan sonra dosyanın gönderilmek üzere mahalli mahkemesine iade edilmiş, iade üzerine davacının vasisi olduğu belirlenmiş ancak gerekli usuli işlemler tamamlanmaksızın eldeki dosya Dairemize yeniden intikal etmiştir. Bunun üzerine Dairemizce, dosya tekrardan 20.03.2017 tarihli karar ile; davacıya vasi tayin edildiği, artık davacı tarafından vekil tayin edilen avukatın görevinin askıda kaldığı, avukata vasi tarafından da verilen bir vekaletname dosya içerisinde bulunmadığı, o halde mahkemece avukata, vasi tarafından verilmiş bir vekaletname ibraz etmesi, vekaletname ibraz edilmediği takdirde de gerekçeli kararın davacı vasisine tebliğ edilmesi ve ikinci halde vasi yönünden temyiz süresi beklendikten sonra dosyanın gönderilmek üzere tekrardan mahalli mahkemesine iadesine karar verilmiş, mahkemece iade kararının gereği yerine getirilmiş, görevi sona eren avukatın dosya arasına sunduğu dilekçeden de anlaşıldığı üzere vasi tarafından verilmiş bir vekaletname bulunmadığı belirtilmiş, mahkemece de gerekçeli karar davacı vasisine tebliğ edilmiş, ancak süresi içinde vasi tarafından karar temyiz edilmemiştir.
Tüm bu anlatılanlar ışığında, dosyanın usulünce temyize konu edildiğinden bahsedilemez. Bu aşamada, Dairemizce yapılacak bir işlem olmadığı da dikkate alınarak usulüne uygun şekilde, temyiz talebinde bulunulmayan dosyanın da mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 07.11.2017