3. Hukuk Dairesi 2018/3371 E. , 2018/6916 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunu, ödenmeyen su borçlarının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalı borçlunun suyu kullanan kişi olduğunu, ayrıca 6111 sayılı kanundan yararlanarak su borcunu 18 taksitte ödemeyi taahhüt etmişse de borcunu ödemediğini, suyu kullanım bedelinden kaynaklanan borcunun kesin olduğunu, haksız ve kötü niyetli itirazda bulunduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zamanaşımı süresinin geçtiğini, söz konusu yerde 30/09/2000 tarihinden itibaren faaliyette bulunmadığını, devrettiği şahsın su aboneliğini kendi üzerine almaması üzerine 10.08.2004 tarihinde davacı kuruma müracaat ederek aboneliğinin kapatılmasını ve iptalini talep ettiğini, bu nedenle dava konusu 07.07.2005-19.11.2013 tarihleri arasına ilişkin su kullanım bedelinden sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; aboneliğin davalı adına olduğu, ancak davacı tarafça düzenlenen 10.06.2005 tarihli tutanakta suyu kullanan şahsın dava dışı kişi olduğunun tespit edildiği, BUSKİ’nin cevap yazılarında borçlunun 10/08/2004 tarihinde 70424 sayılı dilekçe ile 330572 numaralı aboneliğinin suyunun borcundan dolayı kesilmesini talep ettiği ve dilekçenin imha edilmesi nedeni ile gönderilemediği, dilekçenin davalının iddia ettiği şekilde aboneliğin iptali talebinin taşıyıp taşımadığı tespit edilememiş ise de dilekçenin imhasının davacının eylemi ile yapılmış olmasından dolayı davacının kusuru bulunduğu, böylelikle davalı tarafından suyun kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; su kullanım bedelinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık ise; davalı abonenin, aboneliğinin iptali için idareye dilekçe verip vermediği ve abonenin iptal istemli dilekçe vermiş olması halinde sonraki tüketimlere ilişkin olarak sorumluluğunun devam edip etmeyeceği hususunda toplanmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça davalı abone aleyhine 2005-6 ve 2010-4. dönemleri arası tahakkuk eden fatura alacakları nedeniyle icra takibi başlatıldığı, davalının aboneliği 10/08/2004 tarihinde kapatma dilekçesi ile sonlandırdığını belirterek itiraz ettiği, mahkemece ise dilekçenin imha edilmesinden davacının kusurlu olduğu, suyu davalının kullanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe, o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.
Taraflar arasında düzenlenen abonelik sözleşmesinin ilgili maddelerinde “ Abone, Buski’ye olan tüm borçlarını ödemek ve yazılı başvuruda bulunmak suretiyle sözleşmenin feshini isteyebileceği gibi...., Abone, abone sözleşmesini iptal ettirmeden... 3. şahısların kullanacağı su bedeli vb giderleri ödemekle yükümlüdür.” hükümleri getirildiği görülmektedir.
Davalının, aboneliğin kapatılmasına ilişkin olduğunu savunduğu 10/08/2004 tarihli dilekçenin ibraz edilmediği, davacı kuruma ilgili dilekçenin akıbetinin sorulmasında ise; verilen cevabi yazılarda, ilgili dilekçeyle borçtan su kesilmesinin talep edildiği, imha edildiğinden kurum arşivinde bulunmadığı ve abonelik sonlandırma dilekçesi olmadığı belirtilmiştir.
Söz konusu abonelik borçları nedeniyle daha önce de davalı hakkında ... 6. İcra Müdürlüğünün 2008/3695 esas sayılı takip dosyasıyla 2005-6 ve 2008-2 dönemlerini kapsayan, ... 12. İcra Müdürlüğünün 2010/8680 esas sayılı takip dosyasıyla 2008-3,4,5. dönemlerini kapsayan, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2005/6295 esas sayılı takip dosyasıyla 2002-10 ve 2005-5. dönemlerini kapsayan icra takipleri başlatıldığı, ayrıca 29/04/2011 tarihinde 6111 sayılı yasadan yararlanmaya yönelik tüm borçlarının yapılandırılmasına ilişkin dilekçe verdiği, borçlarını verilen dilekçe de kabul ettiği belirlenmektedir.
O halde; mahkemece; davalı tarafından verildiği belirtilen dilekçenin aboneliğin kapatılmasına ilişkin olsa dahi devam eden borçlarının bulunması ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre tüm borçların ödenmesi şartının gerçekleşmemesi nedeniyle aboneliğin sona erdirilemeyeceği, böylelikle aboneliğin iptal edilmediği sürece abonelikten kaynaklanan borçlardan davalının sorumlu olduğu gözetilerek yargılama sonucunda oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün davacı yararına HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi