3. Hukuk Dairesi 2016/19201 E. , 2018/6914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kurumun su abonesi olduğunu, 02/04/2012-01/06/2012 tarihleri arasında 47.099,41 TL su bedeli ve 24,561,46 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 71.660,87 TL fatura çıkarıldığını, istenen su bedelinin mesken olarak kullanılan bir evde tüketilmesinin mümkün olmadığını, fahiş fatura düzenlendiğini belirterek; borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; dava konusu döneme ilişkin itiraz üzerine sayacın muayeneye gönderildiğini, muayenede sayacın yasal emniyet mührünün kopuk, katranı ters bağlı olduğundan muayeneye alınmadığı şeklinde rapor verildiğini, sayaç tahrip olduğu için sayaçta yazılı tüketime göre tahakkuk yapıldığını, mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacının davalı belediyeye 02/04/2012 tarihi ile 01/06/2012 tarihleri arasındaki dönem için KDV"ler dahil olmak üzere 44.652,56 TL asıl su bedeli ve 23.284,35 TL gecikme bedeli olmak üzere toplam 67.936,91 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, (aynı dönem için KDV"ler dahil 2.446,85 TL asıl su bedeli, 1.277,11 TL gecikme bedeli olmak üzere toplam 3.723,96 TL borçlu olduğuna) karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacının kullandığı mesken aboneliğine ilişkin 02/04/2012-01/06/2012 tarihlerine ilişkin 4029 m3 kaşılığı endeks bilgileri esas alınarak 47.099,41 TL miktarında tahakkuk yapıldığı, itiraz üzerine sayaç hakkında düzenlenen Sanayi Ticaret İl Müdürlüğünün 24/07/2012 tarihli muayene raporunda; “yasal emniyet mührünün kopuk, kadranı ters bağlı olduğundan muayeneye alınmadığı, tahrip” şeklinde sonuç bildirildiği, davacının söz konusu faturanın doğru olmadığını beyan ederek menfi tespit talebinde bulunduğu görülmektedir.
HMK 266. ve devamı maddelerinde; "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceğinin belirtildiği, yine aynı kanunun 282.maddesine göre, bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı abonenin sayacının mührünün kopuk ve kadranının ters bağlı olmasının kaçak su kullandığını gösterdiği, 7 kişilik ailenin yaşadığı dava konusu sayacın bulunduğu evde günde ortalama 3 metre küp su tüketilebileceği, fatura dönemi olan 59 günde tüketilebilecek su miktarının 2.446,85 TL gecikme bedelinin 1.082,30 TL, gecikme bedelinin KDV sinin 194,81 TL olmak üzere anılan dönemde davacının toplam borcunun 3.723,96 TL olabileceği tespit edilmiştir.
Dava konusu olayda; davacının sayacına yapılan müdahale sonucunda kaçak tutanağı düzenlenmediği, bu kapsamda kaçak tahakkuku yapılmadığı, endeks bilgileri esas alınarak hesaplama yapıldığı, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda ise ilgili yönetmelik hükümlerine göre değerlendirme yapılmayarak kişi başı su tüketim hesabına göre hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece, dosyanın uzman bilirkişiye tevdi ile; davalı kurumun kaçak işlemi yapmadığı dikkate alınarak, dava konusu sayacın muayenesinde ortaya çıkan durumun tahakkuka etkisinin (tüketim miktarı vb) tahakkuk yapılması gereken tarihlerde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi, bu kapsamda değerlendirme ve hesaplama yapılarak davacının borçlu olmadığı miktarın tespit edilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün davalı yararına HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.