Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/27297
Karar No: 2020/1108
Karar Tarihi: 23.01.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/27297 Esas 2020/1108 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/27297 E.  ,  2020/1108 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ: ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 11/03/2013 tarihine kadar bölge satış müdürü olarak çalıştığını, iş sözleşmesini ücretlerinin ödenmemesi üzerine haklı nedenle feshettiğini beyanla kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının ücretlerinin ödendiğini, davacı tarafça iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, ikramiye ödemesi yapılmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece toplanan deliller ve yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar taraflarca temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    I-Davalı temyizi yönünden;
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre ve gerekçeli temyiz dilekçesinin süresinde verilmediği dikkate alınarak, gerekçesiz temyiz dilekçesi çerçevesinde kanunun açık hükmüne ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususları ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    II-Davacı temyizi yönünden;
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Taraflar arasında davacının davalı işyerindeki hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.İş hukukunda çalışma olgusunu ve hizmet süresini ispat yükü, bunu iddia eden işçiye düşer. Çalışma olgusu her türlü delille kanıtlanabilir. Çalışmanın ispatı konusunda, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Özellikle iddia edilen çalışma döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki işverenlerin araştırılması ve kayden görünen işverenlerle işçi arasında iş görme ediminin yerine getirilip getirilmediği, kaydın ne şekilde oluştuğu araştırılmalıdır. İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Tanıklar belirli bir dönem çalışmışlarsa ve başkaca delil yok ise beyanlarının belirtikleri dönemle sınırlandırılması gerekir.Somut olayda, davacı işçi, davalı işyerinde diğer davalı nezdinde 11/03/2013 tarihine kadar çalıştığını ileri sürmüştür. Mahkemece davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre 31/01/2013 tarihine kadar çalıştığı kabulü ile dava konusu alacaklara hükmedilmiş ise de tüm dosya kapsamı, davalının savunmaları, taraf tanık beyanları ve özellikle davalı tarafça ibraz edilen bir kısım imzasız belgeler birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı işyerinde 16/02/2013 tarihine kadar çalıştığını ispatladığı anlaşılmış olup mahkemece yanılgılı değerlenme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    3-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.Somut olayda, davacı işçi aylık net 2.000,00 TL ücret aldığını iddia etmiş, davalı taraf davacının bordrolarda gösterilen ücretle çalıştığını savunmuştur. Davacı tanıkları davacının net 2.000,00 TL aldığını, davalı tanıkları ise davacının net 1.000,00TL ücretin yanı sıra aylık 1.000,00TL prim karşılığı çalıştığını beyan etmiştir. Mahkemece davacının fesih tarihi itibari ile alabileceği emsal ücretin sendikadan sorulduğu, cevaben gelen yazıda davacının 2.757,01 TL ücret alabileceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 1.200,00TL brüt ücretin yanı sıra 1.000,00 TL prim aldığı kabul edilmiş ve ücret alacağı sadece garanti ücret üzerinden hesaplanmıştır. Davacının yapmış olduğu iş, kıdemi, emsal ücret araştırması ve özellikle davalı tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde mahkemece kabul edilen ücret ile dava konusu ücret alacağının sadece garanti ücret üzerinden hesaplanması kabulü isabetsizdir. Davacının ücretinin, davalı tanık beyanları dikkate alınarak net 1.000,00TL ücrete ek olarak 1.000,00TL prim olduğu kabul edilmeli ve ödenmeyen ücret alacağıda bu kabul sonucuna göre hesaplanmalıdır.
    4-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İşçiye, garanti ücrete ilaveten, bahşiş, parça başına, satışa, sefer başına ya da kilometreye bağlı olarak prim ödemesi usulünün öngörüldüğü çalışma biçimlerinde, fazla çalışma ücretinin hesaplamasında, temel ücretin, garanti ücret kısmı ile prim kısmı birbirinden ayrılarak; prim üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücretinde sadece zam nispeti üzerinden (0,5 çarpanıyla); garanti ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücreti kısmında ise (1,5 çarpanıyla) hesaplama yapılarak sonuca gidilmelidir.Belirli bir kotaya bağlı olarak prim ödenmesinin kararlaştırıldığı hallerde ise, işçiye ödenen prim miktarı dikkate alınmaksızın sadece garanti ücret üzerinden (1,5 çarpanıyla) hesaplama yapılarak fazla çalışma ücreti belirlenmelidir.Somut olayda, mahkemece davaya konu ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma alacaklarının ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de taraf tanık beyanları ve özellikle davalı tanığı ...’ın; ayda bir defa yapılan toplantıda davacının aylık çalışma programının yapıldığını ve burada gideceği iller ile ziyaret edeceği müşterilerin kendisine bildirildiğine dair beyanlarına göre davacının haftanın 6 günü 08.30-19.00 saatleri arası yasal ara dinlenme ile haftalık 12 saat fazla mesaisini ispatladığı anlaşılmış olup davacıya kotaya bağlı prim ödendiği de gözetilerek garanti ücreti üzerinden hesaplanacak fazla çalışma alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    .

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi