2. Hukuk Dairesi 2016/12709 E. , 2017/12670 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma-Tedbir Nafakası
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı-karşı davacı tarafından ise katılma yoluyla tedbir nafakası miktarı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14.11.2017 günü katılma yoluyla temyiz eden davalı-karşı davacı ...vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalının katılma yolu ile temyizi yönünden;
Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiş, diğer taraf vekili de, temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde bulunmuştur. (HUMK. m.433/2) Hükmü süresinde temyiz etmemiş olan tarafın, temyize cevap dilekçesindeki temyiz itirazlarının incelenebilmesi, temyiz dilekçesinin tebliğinden itibaren on gün içinde cevap verilmesi halinde mümkündür. (HUMK. m. 433/2) Aksi halde, süresinden sonra verilen cevap dilekçesindeki temyiz itirazları dikkate alınamaz davacının temyiz dilekçesi, diğer tarafa 28.4.2016 günü tebliğ edilmiş; karşı taraf, hükme ilişkin itirazlarını da ihtiva eden temyize cevap dilekçesini, yasal on günlük süreden sonra 12.05.2016 günü vermiştir. Bu durumda davalının katılma yoluyla temyiz talebinin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
3- Toplanan delillerden; davacı-davalı erkeğin başka bir kadınla birlikte yaşadığı ve ondan çocuk sahibi olduğu yönündeki vakıaya davalı tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında usulüne uygun olarak dayanılmadığı, usulüne uygun olarak dayanılmayan vakıaların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, ayrıca mahkemece gerekçesinde tartışılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 145. maddesi koşullarının kadın lehine oluşmadığı, zira söz konusu kanun maddesinin delilin elde olmayan nedenlerle bildirilmemesi hususuna ilişkin olduğu, dayanılmayan bir vakıanın delilinin de elinde olmayan nedenlerle gösterilememesinin söz konusu olamayacağı, davalı tarafça işbu vakıanın öğrenildikten sonra usulü nazarında her hangi bir ıslah işlemi de yapılmadığı gibi bu vakıaya dayanılarak bir boşanma davası da ikame edilmediği böylelikle, kararın gerekçesinde taraflara yüklenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlar dikkate alındığında tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Öyleyse, mahkemece, davacı erkeğin, davalı kadına nazaran ağır kusurlu bulunması ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak da, davalı kadının maddi ve manevi (TMK m. 174/1-2) tazminat taleplerinin reddi yerine, yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 3. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, davalının temyizinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, duruşma için takdir olunan 1480.00 TL. vekalet ücretinin de ..."den alınıp ..."ye verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.11.2017