3. Hukuk Dairesi 2016/19856 E. , 2018/6911 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil mümkün olmadığı takdirde alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava konusu 141 ada 22 parsel sayılı taşınmazı 27.04.1998 tarihinde davalı Hacı Uzunlu mirasçılarından haricen satın aldığını, meyve ağaçları dikerek ihya ettiğini, haksız olarak davalıların murisi ... adına tespit yapıldığını belirterek; taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı halde taşınmaz için ödenen bedelin ve taşınmazın dava tarihindeki imar ve ihya edilmiş değerinin yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...; zamanaşımı süresinin geçtiğini, resmi satışın yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının söz konusu harici satım sözleşmesini ispat edemediğinden satış bedelinin iadesi yönünden, davacın söz konusu taşınmazı mevcudiyetine inandığı bir hakka dayanarak iyiniyetli kullandığı kanaati oluşmadığından taşınmaz için yapmış olduğu yararları giderlerin bedeli yönünden ve tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2013/12657 esas 2014/6940 karar yılı 14/04/2014 tarihli ilamıyla onanmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafça onama kararına yönelik kararın düzeltilmesinin talep edildiği, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2015/909 esas 2015/16577 karar sayılı 18/09/2015 tarihli ilamıyla;
“ 1-Davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme taleplerinin reddine,
2-Davacı, dava konusu taşınmazı, 27.04.1998 tarihli adi yazılı senet ile Hacı Uzunlu mirasçıları olarak kendi adına asaleten, diğer mirasçılar adına vekaleten davalı ..."dan satın aldığını açıklayarak, tapu kaydının iptali ve adına tescilini, mümkün olmadığı halde ödenen satış bedeli ile yapılan zenginleştirmenin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
.... Davaya konu senette satış bedelinin satıcı ..."ya ödendiği belirtilmiştir. Davacının harici satış nedeniyle davalı yana ödediği harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir. Senette yer alan bedelin, uyarlama ve denkleştirici adelet kuralları ile 10.07.1940 tarih ve 1939/2 C, 1940/77 ve 07.06.1939 tarih, 1936/31 Esas, 1939/47 Karar sayılı YİBK kararlarının kapsamları ve Tefe-Tüfe endeksleri, altın-döviz kurlarındaki artışlara, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gözetilerek dava tarihine kadar ulaştığı değerin saptanması için bu konuda uzman bilirkişilerden bir serbest muhasebeci veya mali müşavir ve bir bankacı) rapor alınması, talep de gözönüne alınacak bulunacak miktarın davalı Hacı Uzunlu mirasçılarından tahsiline karar verilmesi gereklidir.” gerekçesiyle satış bedelinin tahsiline ilişkin karar düzeltme itirazı yerinde bulunarak hükmün bozulmasına karar verildiği görülmektedir.
Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; tapu iptali ve tescil talebi yönünden verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, Yargıtay ilamında belirtildiği üzere satım sözleşmesi nedeniyle taraflar arasında verilen bedelin ve taşınmaz üzerine yapılan yapıların ve ağaçların tazmin edilmesi gerektiği gerekçesiyle ıslah ve bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile tapu iptali ve tecile yönelik talep yönünden verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, taşınmaz satış bedeli ve taşınmaz üzerine yapılan müştemilat bedeli olarak toplam 19.707,71 TL "nin davalılar Hacı Uzunlu mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ...’nun sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça tapu iptali tescil olmadığı takdirde ödenen bedel ile imar ihya masraflarının talep edildiği, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2015/909 esas 2015/16577 karar sayılı 18/09/2015 tarihli ilamıyla; davacı tarafın sair karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmesi ve mahkemece bozma ilamına uyulmasıyla birlikte tapu iptali tescil ve imar ihya masrafları yönünden verilen kararın kesinleştiği, ancak mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen müştemilat bedeli yönünden de karar verilerek usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiği anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; bozma ilamına uyulmuş olmakla müştemilat bedeli yönünden kazanılmış hak oluştuğu nazara alınmak suretiyle, bozma ilamı kapsamında satış nedeniyle ödenen bedele yönelik hüküm tesisi gerekirken, kazanılmış hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Davacı tarafça, dava dilekçesinde talep edilen alacak kalemlerine dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili talep edilmiş ise de, HMK"nun 297/2. maddesine aykırı olarak davacı tarafın faiz talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru görülmemiştir.
4-) Davacının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; terditli davalarda terditli taleplerden birinin kabul edilmesi halinde davanın kabulle sonuçlandığı kabul edilerek reddedilen kademeli talep için davacı taraf aleyhine vekalet ücretine hükmedilmez. Mahkemece bu husus gözetilmeden, terditli taleplerden reddedilen tapu iptali ve tescil talebi yönünden davacıların vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’nun sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... yararına, üçüncü ve dördüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.