16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14960 Karar No: 2018/3312 Karar Tarihi: 17.05.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/14960 Esas 2018/3312 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/14960 E. , 2018/3312 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece, kadastro tespit tarihine kadar çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirmenin dosya kapsamına uygun bulunmadığı, yapılan keşif sonrası alınan uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi raporunda, 1953 ve 1975 tarihli hava fotoğraflarında çekişme konusu bölümün aynı nitelikte olduğu her iki fotoğrafta da "boş, doğal görünümde, tarımsal faaliyet yapılmayan, sınırları belirginleşmemiş" olduğunun belirtildiği, her ne kadar, mahallinde yapılan keşiflerde dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıklarca, çekişmeli taşınmazların 50-60 yılı aşkın süredir tarım arazisi olarak kullanıldığı belirtilmiş, mahkemece hükme esas alınan 2002 yılında yapılan keşif sonucu hazırlanan ziraat bilirkişisi raporunda da tarım arazisi olduğu rapor edilmiş ise de, anılan ziraat bilirkişisi raporunda taşınmazın çok az bir kısmının açık olduğu, kalan kısımlarının yol yapım çalışmalarında taş ocağından çıkarılan molozlarla kapatıldığı belirtilip sadece bu küçük alandan taşınmazın tamamı hakkında tarım arazisi olduğunun belirtildiği ve taşınmazın üzerinde imar-ihya faaliyetlerinin ne zaman başlayıp bitirildiği ne kadar süredir tarım arazisi olduğunun belirtilmediğinden yeterli bulunmayan ziraat bilirkişisi raporuna itibar edilemeyeceği gibi uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisinin raporu ve taşınmazın 1975 yılında çekilen hava fotoğraflarındaki niteliği değerlendirildiğinde, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde zilyetliğin en erken 1975 yılından sonra başlayabileceğinin anlaşıldığı, kadastro tespitinin 1990 yılında yapıldığı göz önüne alındığında 20 yıllık zilyetlikle iktisap süresinin dolmadığı, teknik ve bilimsel rapora aykırı yerel bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilerek davacı taraf yararına, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddelerinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği, hal böyle olunca, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli ... parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 17.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.