15. Hukuk Dairesi 2012/6282 E. , 2013/4171 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki birleşen dava davacıları vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı .... ve Tic. Ltd.Şti. vekili Avukat ... ile diğer davacı ..., ... vekili Avukat ... ... geldi. Davalılar ve vekilleri gelmedi. Temyiz dilekçesinin üresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı... ve Tic. Ltd.Şti. ile diğer davacı ..., ...avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine dayalı olarak açılmış olup, icra takibine takip borçlusunun vâki itirazlarının iptâli; birleşen dava ise, maddi tazminatın tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece, birleşen davanın reddine ve asıl davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve verilen karar davalı-davacı ... ile birleşen davanın davacılarından ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ... ve Site Yöneticisi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı-davalı şirket tarafından açılan dava hakkında mahkemece verilen karara karşı davalı-site yöneticisi vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2008/14782 takip sayılı dosya kapsamından, ... hakkında .... ve Tic. Ltd. Şti. tarafından, cari hesap alacağı olduğu iddiasıyla ve 153.884,52 TL alacağın tahsili istemiyle adî takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, takip borçlusunun süresi içindeki itirazı sonucu takibin durduğu anlaşıldığı gibi; itirazın iptâli davasının da İİK’nın 67. maddesi hükmünde öngörülen bir yıllık hakdüşürücü nitelikteki süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
Asıl davada, davalı birleşen davanın davalısı Site yönetimiyle yapılan 03.05.2008 tarihli sözleşmeye dayanılmış olduğu halde icra takibinde bu sözleşme dayanak alınmamış ise de, takip ve dava konusu alacağın bakiye iş bedeline ilişkin olduğu çekişmesizdir. 03.05.2008 tarihli sözleşme, somut olayda uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi hükmünde tanımı yapılan bir eser sözleşmesidir. Davacı-davalı şirket yüklenici; davalı-davacı ... ise iş sahibidir. Dava dilekçesinde gösterilen faturaların toplamı olan 505.430,58 TL tutarındaki iş bedeline yönelik yanlar arasında uyuşmazlık yoktur. Ancak, asıl davada bu miktardaki iş bedelinin dava ve takip konusu yapılan kısmının ödenmediği ileri sürülerek tahsili istenmektedir. Mahkemece, hükme dayanak alınan raporda 13.09.2008 tarihli 199638 seri numaralı fatura, KDV’li olarak ve 69.892,58 TL tutarında düzenlendiği halde, bu fatura bedeline tekrar %18 oranında KDV uygulanarak iş bedelinin belirlenmesine ilişkin bilirkişi raporunun hükme esas alınması isabetli olmamıştır. Diğer yandan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/202 Esas sayılı kararı ile ayıplı işler bedeli dava edildiği halde, davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması yerine mahkemece, belirlenen ayıpların giderim bedelinin asıl davada hakedilen bakiye iş bedelinden mahsubu yapılarak, asıl dava hakkında sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, 152.930,58 TL tutarındaki asıl alacak üzerinden davalının vâki itirazının iptâline karar verilmelidir.
3-Birleşen davanın davacıları vekilinin temyiz itirazları incelendiğinde de davacı ... yönetiminin davasının tümden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı sonucuna varılmaktadır. Çünkü, sözleşme konusu işin ayıplı yapıldığı ve ayıpların giderim bedelinin 23.300,00 TL tutarında olduğu bilirkişi incelemeleri sonucunda mahkemece saptanmış bulunmaktadır. Ayıbın giderilmesine ilişkin ayrıca dava açılmış olduğuna göre mahkemece, belirlenen ayıpların giderimi bedelinin asıl davada hakedildiği saptanan bakiye iş bedelinden mahsubu yapılamaz. Birleşen davada Site Yönetiminin davasının kısmen kabulü ile 23.300,00 TL ayıbın giderilmesi bedelinin davalı yüklenici şirketten tahsili ile davacı ... yönetimine verilmesine karar verilmesi gerekirken; site yönetimi davasının reddine karar verilmesi doğru değildir.
Birleşen davanın davacılarından ... iş sahibi site yönetimi ile yüklenici şirket arasında yapılan sözleşmenin tarafı olmadığından anılan taraflar arasındaki sözleşmeye dayanılarak ayıplı işler giderim bedelini yükleniciden isteyebilme hakkı bulunmamaktadır. Çünkü, bir subjektif hak, gerçek ya da tüzel kişiden istenebilir ise hak sahibinin aktif dava ehliyetinin varlığı kabul edilebilir. Oysa, yukarıda açıklandığı üzere; davalı şirketten ayıplı işlerin giderim bedelini davacı ... isteyemez. Bu davacının davasının aktif husumet ehliyetinin yokluğu sebebiyle reddine ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi hükmü gereğince, davalı şirket yararına vekâlet ücreti takdirine ve anılan davacıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken mahkemece, ...’ün davasının da esastan reddine ve davalı şirket yararına nispi vekâlet ücreti takdirine karar verilmiş olması da doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte belirtilen nedenlerle davalı-davacı ... ile davacı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentte açıklanan sebeplerle diğer temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın site yönetimi ile ... yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma vekâlet ücretinin... ve Tic. Ltd.Şti’den alınarak bu davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-birleşen dava davacılarına geri verilmesine, 26.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.