Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/7070 Esas 2017/203 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7070
Karar No: 2017/203
Karar Tarihi: 12.01.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/7070 Esas 2017/203 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, paydaşı olduğu taşınmazın dava dışı önceki paydaşları tarafından satılan paylarının kendisine noter bildirimi yapılmadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı hisselerin iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Davalı, satın aldığı yerin mirasçılarından satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının eksik harcı tamamlamadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Yargıtay'ın bozma kararı sonrası ise, davacıya bakiye harç miktarını yatırması için süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: Tapu Kanunu'nun 2. maddesi (önalım hakkı), Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi (dürüstlük kuralı) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150. maddesi (harcın tamamlanması).
14. Hukuk Dairesi         2016/7070 E.  ,  2017/203 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.04.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 12.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı, paydaşı olduğu 187 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşları ..., ... ile ..."ın toplam 6/10 oranındaki paylarını 23.05.2011 ve 31.05.2011 tarihlerinde davalıya sattıklarını, ancak kendisine bu satışlarla ilgili noter bildirimi yapılmadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı hisselerin iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı, dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunduğunu, kendisinin satın aldığı yerin muris ..."a ait olup mirasçılarından satın aldığını, davacının da payını satması için aralarında 24.11.2011 tarihli protokol imzaladıklarını, davacının fazla para isteyip protokoldeki edimini yerine getirmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 29.09.2014 tarihli 2014/7130 Esas, 10562 Karar sayılı ilamıyla önalım hakkına konu olan payın satışına ilişkin olarak davacıya noter aracılığıyla bir bildirimde bulunulmadığı, davanın 23.05.2011 tarihinde yapılan satıştan itibaren iki yıl içinde 12.04.2012 tarihinde açılmış olup hak düşürücü sürenin geçmediği, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının eksik harcı tamamlamadığı gerekçesiyle HMK.nın 150. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Somut olaya gelince, davalının fiili taksim savunmasında bulunması nedeniyle mahkemece mahallinde keşif yapılarak mahalli bilirkişiler ile taraf tanıkları dinlenmiş ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 02.06.2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre dava konusu taşınmazın rızai taksimle iki parçaya bölünmüş olup krokide A harfiyle gösterilen yerin muris ..."a, B harfiyle gösterilen yerin muris Ali Duman"a düştüğünün ve A harfiyle gösterilen kısım üzerine davalı ... tarafından bina yapıldığının tespit edildiği bildirilmiş ise de davacının taşınmazda fiilen kullandığı bir yer olmadığı anlaşılmıştır. 09.06.2015 tarihli inşaat bilirkişisi raporunda da taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri tespit edilmiştir.
    Her ne kadar mahkemece, davacı tarafa dava konusu taşınmazın keşifte belirlenen değeri üzerinden harcı tamamlaması için süre verilmiş ise de davacının yatırması gereken harç miktarı, keşifte belirlenen değer üzerinden değil, resmi satış senetlerinde belirtilen satış bedelleri ile davalı tarafından yapılan tapu harç ve masrafları toplamı olan ve davacının yatırdığı önalım bedeli üzerinden hesaplanması gereken harç miktarıdır. Davacı, davayı açarken 2.800,00 TL bedel üzerinden harç yatırmıştır.
    Bu durumda mahkemece, davacıya bakiye harç miktarını yatırması için süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken keşifte belirlenen değer üzerinden hesaplanan harcın verilen süre içerisinde yatırılmadığından bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.














    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.