10. Hukuk Dairesi 2019/2665 E. , 2019/10109 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararından sonra ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davacı kurum vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı kurum avukatı ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) İşverenler çalıştırdığı sigortalıları 5510 sayılı kanunun 8. maddesinde öngörülen süre içerisinde kuruma bildirmek zorundadır. Yasal düzenleme ile amaçlanan çalışanların sosyal güvenceye kavuşturulması ve kayıt dışı çalışmanın önlenmesidir. Bildirimle birlikte sigortalı tescil edilmekte ve sosyal haklardan yararlanmaya başlamaktadır. Aksi halde çalışanlar sosyal risklere karşı korumasız kalmaktadır. İşe giriş bildirgesinin süresinde verildiği kurum kayıtları ile belirlenirken, bu durumun aksinin ispatı işverene düşmektedir. Sigortalılık, işçinin çalışmaya başladığı tarihten itibaren başladığı için, çalışılan tarihten bir gün önce işçinin girişinin yapılması gerekir. Ancak işçinin fiilen çalışmaya başlaması saat olarak ispatlanabiliyorsa işe giriş bildirgesi işe başlamadan önce olmak kaydıyla aynı gün de verilebilir.
5510 sayılı kanunun 8. maddesinde, işe giriş bildirgesinin nasıl verileceği düzenlenmemiş ancak maddenin son fıkrasında "Sigortalı işe giriş bildirgesinin şekli ve içeriği, bildirgenin verilme yöntemleri ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir" denilmiştir. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği 11. madde de ise, işverenlerin sigortalıları internet ortamında, kuruma e-sigorta yoluyla bildirmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 8’inci maddesine göre; Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalı olanların Kuruma bildirim yükümlülüğü işverene ait olup; 7’nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce, sigortalının işe giriş bildirgesi ile bildirilmesi gerekir. İnşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde işe başlatılacak sigortalılar için, en geç çalışmaya başlatıldığı gün; yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma araçlarına sefer esnasında alınarak çalıştırılanlar ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilecek işyerlerinde, ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu bir aylık sürenin dolduğu tarihe kadar; Kamu idarelerince istihdam edilen 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa göre işsizlik sigortasına tabi olmayan sözleşmeli personel ile kamu idarelerince yurt dışı görevde çalışmak üzere işe alınanların, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren bir ay içinde, işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmeleri gerekir.
5510 sayılı Kanunun “Süresinde Bildirilmeyen Sigortalılıktan Doğan Sorumluluk” başlıklı 23’üncü maddesinin 1 ve 2’nci fıkralarındaki düzenlemeye göre; işverenin rücu alacağından sorumluluğu için, çalıştırılan sigortalının işe giriş bildirgesinin süresi içinde Kuruma verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmesinden veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten sonra meydana gelmemiş olması gerekir. Başka bir deyişle; sigortalının bildirimi kanunda belirtilen sürelerden sonra yapılsa bile, zararlandırıcı sigorta olayı işe giriş bildirgesinin verildiği veya çalışmanın Kurumca tespit edildiği tarihten sonra meydana gelmiş ise; işverenin anılan düzenleme kapsamında sorumluluğu yoluna gidilemez. Sözü edilen madde ile; işverenin kaçak işçi çalıştırmasının önlemesi amaçlanmış olup, maddenin düzenleniş şeklinden de açıkça anlaşılacağı üzere, 23’üncü maddeye göre işverenin sorumluluğu kusursuz sorumluluk ilkesine dayanır. Zararlandırıcı sigorta olayında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemiş ise, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının tamamından sorumlu tutulması gerekir. Öte yandan; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 51’inci maddesindeki; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” ve 52’nci maddesindeki “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” hükümleri gözetilerek, zarar gören(sigortalının) müterafik kusurları da nazara alınarak söz konusu maddeler kapsamında Hâkim tarafından takdir edilecek uygun bir indirimin yapılması gereği de göz önünde bulundurulmalıdır. Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri çerçevesinde eldeki dava incelendiğinde, davalı ...’in davaya konu olayda kusursuz olması ve işleten sıfatıyla da herhangi bir kusurunun bulunmaması karşısında mahkemece yüzde elliden daha fazla bir oranda hakkaniyet indirimi yapılarak adı geçen davalının sorumlu olduğu tutarın belirlenmemesi ve davacı tarafından her bir davalı için ıslah yapılmadığı, ıslah yapılanlar içinse farklı miktarda taleplerde bulunulması karşısında, bu miktarlar ayrı ayrı gözetilerek kabul edilen tutarlara göre vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir ve bozmayı gerektirir.
O halde, davacı Kurum vekili ve davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."a iadesine, 19.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.