10. Hukuk Dairesi 2018/1001 E. , 2019/10097 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ankara 16. İş Mahkemesi
Dava, yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının yurtdışında çalıştığı dönemlere ilişkin olarak yurtdışı borçlanması yaptığını, 2014 yılı Temmuz ayında borcunu ödediğini, 10.07.2014 tarihinde emekli aylığı almak için Kuruma başvurduğunu, ancak Kurum tarafından, yurtdışı hizmet dökümünün Türkiye için başlangıç kabul edilmediğini, oysaki davacının ilk defa yurtdışında 04.05.1977 tarihinde çalıştığını, Ankara 8. İş Mahkemesi’nin 2014/1815 esas sayılı dosyasında, davacının 04.07.1977 tarihinin Türkiye içinde hizmet başlangıcı olarak tespitine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, karar üzerine 03.07.2015 tarihinde Kuruma başvurarak, 01.08.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasını, ödenmeyen aylıklar için ay be ay faiz işletilmesi talebinde bulunduklarını, ancak yaşlılık aylığı talebinin davacının 59 yaşını doldurmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, 10.07.2014 tarihinde 55 yaşını doldurduğunu belirterek, Kurum işleminin iptaline, davacının yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu 10.07.2014 tarihini takip eden aybaşı olan 01.08.2014 tarihinde yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının talebi ile ilgili kurumun yaptığı işlemin doğru olduğunu, herhangi bir eksiklik bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; "davanın reddine" karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
Dosya kapsamına göre davacının 15 yıl sigortalılık ve 3600 prim gün sayısı şartlarını 23.05.2002 tarihinden önce yerine getirmesi nedeniyle yaşlılık aylığı koşullarının 506 sayılı Kanunun geçici 81/C-a) maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerekip, ilgili maddeye göre tahsis talep tarihi itibariyle davacının 55 yaşını doldurmuş olma şartı aranmaktadır.Davacı tahsis talep tarihinde 55 yaşını doldurduğundan bu tarihi takip eden aybaşı itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının kabulü gerekirken mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacının istinaf talebinin kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyada mevcut delillerin hüküm kurmak için yeterli olduğundan delil toplanmasına ve duruşma açılmasına gerek olmaksızın davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının yaşlılık aylığına hak kazanamadığını, BAM kararının usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamından, 04.05.1959 doğumlu olan yurtiçinde 70 gün 4/a, yurtdışı borçlanmasına yaparak 3676 gün prim ödenyen ve 10.07.2014 tarihinde tahsis talebinde bulunan davacının, kurum tarafından 59 yaşını doldurmadığı gerekçesi ile talebini reddi üzerine eldeki davanın açıldığı ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ise de BAM Dairesince tahsis koşullarının oluştuğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun Geçici 81. maddesi oluşturmaktadır. Anılan madde uyarınca yaşlılık aylığı bağlama koşulları 4447 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.09.1999 ve 4759 sayılı Kanunun kabul edildiği 23.05.2002 tarihindeki “sigortalılık süresi”nin “kaç yıl” olduğu dikkate alınarak belirlenmektedir.
506 sayılı Yasanın Geçici 81. maddenin C/a bendi uyarınca; 23.05.2002 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanacaktır. Geçici 81. maddenin C/b bendi uyarınca ise; 23.05.2002 tarihinde Geçici 81. maddenin C/a bendinde belirtilen şartları yerine getiremeyenlerden bu şartları,
ba) 24.05.2002 ile 23.05.2005 tarihleri arasında yerine getirenler kadın 52, erkek ise 56 yaşını doldurmuş olmaları;
bb) 24.05.2005 ile 23.05.2008 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 54, erkek ise 57 yaşını doldurmuş olmaları;
bc) 24.05.2008 ile 23.05.2011 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 56, erkek ise 58 yaşını doldurmuş olmaları;
bd) 24.05.2011 tarihinden sonra yerine getiren kadınla 58, 24.5.2011 ile 23.5.2014 tarihleri arasında yerine getiren erkekler 59 yaşını doldurmuş olmaları şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabilecekleri düzenlenmiştir.
Ankara 8. İş Mahkemesinin 2014/815 esas 2015/95 Karar sayılı ilamı ile davacının sigorta başlangıç tarihinin 04.05.1977 olduğunun tespitine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre, 4.5.1959 doğumlu ve 1.1.1980-31.5.1993 ve 16.8.2013-24.11.2013 tarihleri arası 3746 prim gün sayısı bulunan davacının 15 yıl sigortalılık ve 3600 prim gün sayısı şartlarını 23.05.2002 tarihinden önce yerine getirmesine rağmen 55 yaş şartını 4.5.2014 tarihinde yerine getirdiği, 506 geçici 81/C-bd maddesi uyarıca 24.5.2011 ile 23.5.2014 tarihleri arasında yerine getiren erkekler 59 yaşını doldurmuş olmaları şartı aranmaktadır. 4.5.1959 doğumlu davacının 59 yaşının 4.5.2018 tarihinde doldurduğu tahsis talep tarihi ve karar tarihi itibariyle yaş şartını yerine getirmediği kurum işleminin yerinde olduğundan davanın reddi yerine kabul kararı verilmesi hatalı olup bozma nedenidir
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.