11. Hukuk Dairesi 2016/8347 E. , 2018/2116 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26.11.2015 tarih ve 2015/789-2015/673 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20.03.2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı kurumun eski unvanının ... Başkanlığı olduğunu, davalı ile ... Bankası TAŞ arasındaki anlaşma gereğince 1987 yılı ihraçlı ... tahvilleri ile ... gelir ortaklığı senedi satın alındığını, ancak yapılan sözleşmeye rağmen davalının diğer paylarını gecikmeli olarak ödediğini, bu kapsamda ... ... Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde açmış oldukları munzam zarar davasının kabul kararı ile sonuçlanıp kesinleştiğini, hüküm altına alınan bedelin en son 2005 yılı içerisinde tahsil edildiğini, tahsilattan önce ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesi"nde 1999 tarihinde açılan davada 1994 yılı ve sonrasına ait munzam zararların talep edildiğini ancak mahkemece yapılan yargılama sonunda ilk açılan davada hüküm altına alınan bedelin henüz tahsil edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, bu kapsamda hüküm altına alınan bedelin tahsil edilmiş olması itibariyle 1994 ve sonrasında ait munzam zarar bedelinin istenmesinin mümkün hale geldiğini ileri sürerek, 67.000.000 TL munzam zarar bedelinin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle bu talebini 67.263.095,62 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, daha önce açılan ve ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından karara bağlanan dava ile kesin hüküm oluştuğunu ve davanın kesin hüküm sebebiyle reddinin gerektiğini, davanın müvekkili aleyhine açılıp görülmesinin mümkün olmadığını, müvekkili kurumun herhangi bir kusur ve sorumluluğunun söz konusu olmadığını, faize faiz yürütülmek suretiyle sonu gelmeyen munzam zarar hesaplamaları yapıldığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, ana para alacağı ve faiz alacağının tam olarak tahsil edilmesi halinde munzam zarar alacağına sadece bir kez hükmedilebileceği, bunun dışında sürekli olarak devam eden bir munzam zarar iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığı, davacının, davalıdan ... tahvilleri ve ... gelir ortaklığı senetlerinden kaynaklanan ana para alacağı ve faiz alacağını tahsil edemediği yönünde bir iddiasının bulunmadığı, davacı vekilinin 09.11.2015 tarihli dilekçesinde de, tahsil edilmeyen ana
para alacağı ya da faiz alacağı olduğu yönünde bir beyanının bulunmadığı, aksine ilk dava tarihinden sonra doğmuş munzam zararının talep edildiği şeklindeki beyanlarının yinelendiği, buna göre davacının ana para alacağı ve faiz alacağının bulunmadığı, ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 1994/1476 Esas sayılı dosyasında munzam zarar alacağının hüküm altına alındığı ve ... 14. İcra Müdürlüğü"nün 1999/6909 Esas sayılı dosyası ile anılan kararın icra edildiği, davacı tarafın ilk davadan sonra oluşan munzam zarar istemine ilişkin bu davanın yerinde olmadığı, zira munzam zararın, munzam zararının talep edilmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına mahal olmadığına, 20.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.