3. Ceza Dairesi 2016/8919 E. , 2017/2627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) 6136 sayılı yasaya aykırılıktan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükmolunan hapis cezası açısından; Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2) Yaralamadan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
a) Sanığın eylemi neticesinde mağdurda kesici alet ve tabanca ile ayrı ayrı birden fazla yaralanma meydana gelmiş olmasına rağmen, Adli Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen raporda, mağdurun hayatını tehlikeye uğrattığı bildirilen yaralanmaların hangi yaralanmalar olduğu, hangi yaralanmanın ateşli silah ile hangi yaralanmanın kesici alet ile yapıldığının ve ne şekilde hayati tehlike oluşturduğunun açıklanmamış olması karşısında, mağdurun adli raporları ile varsa hastane müşahade kağıtları, film ve grafilerinin Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kurulu"na gönderilerek, mağdurdaki her bir yaranın niteliği, hangi tür silah ile (bıçakla mı tabanca ile mi) oluştuğu, batına nafiz olup olmadığı, her bir kesinin iç organlarda yaralanma oluşturup oluşturmadığı, yaraların ayrı ayrı hayati tehlikeye neden olup olmadığı hususunda ayrıntılı rapor alınarak, sonucuna göre suç vasfının belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile sanığın mağdura yönelik eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Sanığın, suçta kullandığı bıçağı göle attığını beyan etmesine, yakalandığında üzerinde bulunan ve adli emanete alınan bıçağın ise suçta kullanıldığının ispatlanmamış bulunmasına göre, bizatihi müsadereye tabi bulunmayan bıçağın sahibine iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi,
c) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas- 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinde belirtilen hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sonuç ceza miktarı yönünden, CMUK"un 326/son maddesine göre sanığın kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla, hükmün bu sebeplerden 6723 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.