16. Hukuk Dairesi 2015/19956 E. , 2018/3279 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İlçesi, ... ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ... ada ... parsel sayılı 177.689,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine; davacı ... da aynı nedenlere dayanarak çekişmeli taşınmazın farklı bölümleri hakkında ayrı ayrı tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazdan, 02.07.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 5.746,40 metrekarelik kısmın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına; (B) harfi ile gösterilen 918,37 metrekarelik kısmın ise davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümleri üzerinde davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taşınmaz bölümlerinin niteliği ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi olan hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, sadece 1980 yılına ait hava fotoğraflarından yararlanılmıştır. Öte yandan; 14.07.2014 tarihli tek kişilik ziraat bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kuru tarım arazisi niteliğinde olduğu, (B) harfi ile gösterilen bölümde ise 6-8 yaşlarında meyve ağaçlarının bulunduğu belirtilmiş ancak; çekişmeli taşınmazın tespit tarihi 2002 yılı olmasına rağmen tespit tarihinden geriye doğru davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmemiş, yerel bilirkişilerin soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak karar verilmiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm verilemez. Hal böyle olunca; mahkemece, öncelikle tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğrafları getirtilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları, fen bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, taşınmaz bölümleri üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, kullanıma ara verilip verilmediği konusunda rapor düzenlettirilmeli, zirai bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliğini ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, fen bilirkişisinden keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir ayrıntılı rapor alınmalı, somut olayda zilyetlikle kazanma şartlarının davacılar lehine oluşup oluşmadığı belirlenmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.