10. Ceza Dairesi 2019/5586 E. , 2019/9237 K.
"İçtihat Metni" T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
Adalet Bakanlığının, 05/11/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/09/2005 tarihli ve 2004/86 esas, 2005/522 sayılı kararıyla hükmedilen 1 yıl 3 ay hapis cezasının aynen infazına ilişkin Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2017 tarihli ve 2004/86 esas, 2005/522 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 02/01/2018 tarihli ve 2018/25 değişik iş sayılı kararı ile sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine dair Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2018 tarihli ve 2018/117 esas, 2018/250 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 12/11/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine dair Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2018 tarihli kararının esas numarası “2018/117” ve karar numarası “2018/250” olduğu halde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısında, “30/04/2018 tarihli ve 2004/86 esas, 2005/522 sayılı ek karar” olarak yazılması, maddi yazım hatası olarak görülmüştür.
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 16/09/2004 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK"nın 191/1. maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/09/2005 tarihli ve 2004/86 esas, 2005/522 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlandığı,
2- Ancak, hükümlünün, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2017 tarihli ve 2004/86 esas, 2005/522 sayılı ek kararıyla sanığa verilen hapis cezasının aynen infazına karar verildiği
3- Hükümlünün bu karara itiraz ettiği ancak Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 02/01/2018 tarihli ve 2018/25 değişik iş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiği,
4- Aynen infaz kararını müteakip hükmün infazı aşamasında hükümlü hakkında suç tarihinden sonra yürürlüğe giren lehe kanunların uygulanması talebinde bulunulması üzerine, infazın durdurulduğu ve yapılan uyarlama yargılaması sonucunda Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2018 tarihli ve 2018/117 esas, 2018/250 sayılı kararıyla “dava zamanaşımının dolduğu” gerekçesiyle «kamu davasının düşmesine» karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "1- Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 02/01/2018 tarihli ve 2018/25 değişik iş sayılı kararı yönünden;
Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2017 tarihli ek kararından önce, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinde değişiklik yapıldığı cihetle, sanığın hukukî durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddina karar verilmesinde,
2- Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2018 tarihli ve 2004/86 esas, 2005/522 sayılı ek kararı yönünden;
Dosya kapsamına göre, Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/09/2005 tarihli ve 2004/86 esas, 2005/522 sayılı kararının 29/09/2005 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanık hakkında yapılan yargılamaların uyarlama yargılaması niteliğinde olduğu, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Lehe hükümlerin uygulanmasında usul” kenar başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkındaki kesinleşmiş hükümle sonuçlanmış olan davanın zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilerek, Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 02/01/2018 tarihli ve 2018/25 değişik iş sayılı kararı ile Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2018 tarihli ve 2018/117 esas, 2018/250 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
07/11/2017 tarihli aynen infaz kararına yönelik itirazın reddine dair Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 02/01/2018 tarihli ve 2018/25 değişik iş sayılı kararına ilişkin talebin incelenmesi:
21/09/2005 tarihli hükümle hapis cezasıyla birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulan hükümlünün, tedbirin gereklerine uygun davranmadığının tespit edildiği, ancak sehven dosyaya herhangi bir işlem yapılmadığı, daha sonra bu durumun fark edilmesi üzerine 07/11/2017 tarihli ek kararla tedbire aykırı davranan hükümlü hakkındaki hapis cezasının aynen infazına karar verildiği ve ek karara yönelik itirazın reddine karar verildiği anlaşılmışsa da,
Hapis cezasının aynen infazına yönelik 07/11/2017 tarihli ek karardan önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 7. maddenin 2. fıkrası hükümlü lehine hükümler içermekte olup, Mahkemece 07/11/2017 tarihli kararla yapılan değerlendirme esnasında öncelikle hükümlü lehine uyarlama yapılması gerektiğinden,
Her ne kadar suç tarihinin 16/09/2004 olması nedeniyle hükümlünün bu suçu, aynı nitelikte başka bir suç nedeniyle daha önce verilmiş bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş olması mümkün olmadığından 6545 sayılı Kanunla değişik TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının hükümlü lehine uygulanma olanağı bulunmamakla birlikte,
Bu suç nedeniyle daha önce doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan hükümlü hakkında, 6545 sayılı Kanunla değişik TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesiyle 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına", karar verilmesi gerektiğinden, aynen infaz kararına yönelik itirazın bu nedenle kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerindedir.
Kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine dair Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2018 tarihli ve 2018/117 esas, 2018/250 sayılı kararına yönelik talebin incelenmesi:
Hükümlü hakkında hapis cezasıyla birlikte tedavi ve denetimli serbestlik uygulanmasına dair 21/09/2005 tarihli kesinleşmiş hüküm bulunmakta olup, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/4. maddesinde yer alan, “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme uyarınca hükümlü hakkında uyarlama yargılaması esnasında dava zamanaşımına ilişkin hükümlerin uygulanmasına yasal imkan bulunmadığından, Mahkemece lehe kanun tespit edilerek uyarlama yargılamasının sonuçlandırılması gerekirken, dava zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi yasaya aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlerle, Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 02/01/2018 tarihli ve 2018/25 değişik iş sayılı kararı ile Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2018 tarihli ve 2018/117 esas, 2018/250 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 27.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.