21. Hukuk Dairesi 2016/5636 E. , 2017/10920 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ...13. İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı, davalılardan Kurum, ... Yıldırım ve ... Atak vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı ... Yöneticiliği nezdinde 01.06.2002-05.07.2010 tarihleri arasında ... Görevlisi olarak geçen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “davacının galip vasfı çocuk bakımı işi olan işyerinde 1.8.2003-5.7.2010 döneminde tam zamanlı ve sürekli çalıştığından 1.8.2003-4.10.2009, 1.2.2010-5.7.2010 döneminde toplam 2378 gün hizmet akdiyle ve işçi sıfatıyla çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin isteklerin reddine” karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş ... tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve ...larına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıya ait hizmet cetvelinde ihtilaf konusu dönem içerisinde 05.10.2009-31.01.2010 tarihleri arasında dava dışı işyerince davacı adına Kurum"a hizmet bildiriminde bulunulduğu, davalı ... Yönetimince davacı adına yapılmış herhangi bir hizmet bildiriminin olmadığı, davalı ..."da dahili davalılar ... Atak"ın ve ... Yıldırım"ın paylı olarak malik olduğu, 01.08.2003 tarihli kira sözleşmesinin davacı ve kızı ile davalı ... Atak arasında akdolunduğu, davacının 30.07.2003-20.07.2010 tarihleri arasında davalı ..."da ikamet ettiğine dair muhtarlık bildiriminin dosyaya sunulduğu, 06.07.2010 tarihli ihtarname ile 01.06.2002-05.07.2010 tarihleri arasında 8 yıl 1 ay çalışmasının karşılığı olarak işçilik alacaklarının davacı tarafından davalı ... Yönetiminden talep edildiği, davalı ... Atak tarafından davacı adına kira alacağı nedeniyle icra takibinin yapıldığı, icra takibine karşı yöneltilen borca itiraz davası dosyasında kira sözleşmesinde atılı imzanın davacıya ait olduğunun tespit edilmesi sonrası davacının aleyhine başlatılan ceza yargılamasına ilişkin dava dosyasının getirtildiği, davacının davalı ... Atak"ın torununa baktığına dair sesli görüntülerin yer aldığı CD nin dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı ve davalı tanıkları ile re"sen tespit edilen kamu tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı uyuşmazlık konusu dönem içerisinde ... Görevlisi olarak geçen hizmetlerinin tespiti isteminde bulunmakla kurulan hükümde davacının çalışmalarının hangi işyeri nezdinde geçtiği açıkça belirtilmeksizin tüm çalışmalarının davalı ... Yönetimi nezdinde çocuk bakımı faaliyeti olarak değerlendirilmesi hatalı olmuştur. Gerçekten, çocuk bakımı faaliyetinin hangi işverenlik nezdinde geçtiği hususu netleştirilmeden, davalı ... Yöneticisi olarak gösterilen ... Yıldırım"a usulüne uygun, geçerli bir tebligat yapılmadan, davalılar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmadan, yetersiz ve çelişkili tanık beyanları esas alınarak kurulan hüküm hatalı olmuştur.
Yapılacak iş;
1- Davacının ... Görevlisi olarak geçen çalışma iddialarına ilişkin olarak, uyuşmazlık konusu dönem içerisinde davalı ...da ve bu ...a komşu olan ...larda oturan veya işyeri bulunan kişiler ve komşu ...larda kapıcı olarak çalışanlar ile dava konusu ...a yakın bakkal ve ... yöneticileri tanık olarak tespit edilerek bu kişilerin davacının tüm mesaisini davalı ...a hasredip hasretmediği, davacının davalı ... dışında başkaca hizmet verip vermediği hususunda beyanlarına başvurmak,
a) Davacının davalı ... Yönetimi nezdinde ... Görevlisi olarak hizmette bulunduğunun tespit edilmesi halinde, davalı ...ın büyüklüğü, daire sayısı, bahçesi, ısınma sistemi göz önünde bulundurularak çalışmanın part-time olup olmadığı saptanarak part-time çalışmanın kabulü halinde, davacının sürekli olarak bir günde kaç saat çalıştığı, giderek haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenerek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışma bir günlük çalışma hesabı ile kaç işgücüne karşılık olduğu hususunda bir uzman bilirkişinin görüşünü almak,
b) Davacının hizmetinin şimdiki gibi baskın çocuk bakımı faaliyeti olarak tespit edilmesi halinde, çocuğun ebeveynleri davaya dahil edilerek tarafların gösterecekleri delilleri nazara almak,
2- Dahili davalı ... Yıldırım"ın hangi tarihten itibaren davalı ..."da kat maliki olduğunu tespit ederek buna göre ... Yıldırım ve davalı ... Yöneticisi olduğu iddia olunan ... Yıldırım hakkında bir değerlendirmede bulunmak,
Bu şekilde davacının hangi işveren nezdinde, hangi dönemde ve ne kadar süre ile çalıştığı hususları açıkça ortaya konulduktan sonra, Mahkemece bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ile dahili davalılar ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden Kurum haricindekilere iadesine, 21/12/2017 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.