13. Ceza Dairesi Esas No: 2016/13033 Karar No: 2018/3827 Karar Tarihi: 19.03.2018
Karşılıksız yararlanma - mühür bozma - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/13033 Esas 2018/3827 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın karşılıksız yararlanma suçundan mahkumiyet kararı vermiştir. Ancak, sanığın hapis cezasının ertelenmesi karşısında yasaya aykırı davranıldığı tespit edilmiştir. Mühür bozma suçunda ise, hukuka aykırılık unsurunun oluşması için mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunması gerektiği ve özel hukuk tüzel kişilerinin kamusal yetki kullanma hakkı olmadığı vurgulanmıştır. Ayrıca, katılan kurumun maddi bir zararının bulunmaması sebebiyle hüküm açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Kanun olarak ise, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na atıfta bulunulmuştur.
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan kurulan 13.03.2014 tarih 2012/616E – 2014/165K sayılı hükmün temyiz incelemesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanık hakkında verilen kısa süreli hapis cezasının ertelenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi suretiyle aynı yasanın 53/4. maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK" un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ‘‘5237 sayılı TCK" nın 53/1. maddesinin uygulanmasına’’ ilişkin bölümün çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2-Sanık hakkında mühür bozma suçundan kurulan 03.02.2011 tarih 2010/148E – 2011/10K. sayılı hükmün temyiz incelemesinde; a- Mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunmasının zorunlu olduğu, elektrik idaresinin ise özelleştirildiği bu sebeple kayıt dışı elektrik kullanımının engellenmesini sağlayan mühürlemenin kamu güvencesine haiz olmadığı, ilgili kanunlarda özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında TCK’nın 203. maddesi hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir hükme yer verilmediği, buna göre özel hukuk tüzel kişisinin kamusal yetki kullanma hakkı olmadığından, Anayasa ve Kanuna dayalı kamusal yetkiyi kullanan bir makam tarafından konulmuş mühürleme güvencesinin özelleştirme nedeniyle sona erdiği bu nedenle sanığa yüklenen "mühür bozma" suçunun unsurları oluşmadığı gözetilmeden, sanığın atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre de; b-Mühür bozma suçu bakımından katılan kurumun maddi bir zararının olmadığı gözetilmeden, adli sicil kaydına göre mahkumiyeti bulunmayan sanık hakkında katılan kurumun zararının giderilmediğinden bahisle dosyaya uygun düşmeyen ve hukuka aykırı gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19.03.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.