4. Hukuk Dairesi 2014/17866 E. , 2015/792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar TTK Genel Müdürlüğü vd aleyhine 22/10/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeni ile maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 27/06/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili ve davalı TTK Genel Müdürlüğü vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 18/11/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı şirket vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava, haksız eylem nedeni ile uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı şirket tarafından hatalı kömür üretimi nedeniyle oluşan tasman etkisinden derneklerine ait binanın kolon ve kirişlerinin çatlayarak oturulamaz hale geldiğini iddia ederek uğradığı zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı TTK Genel Müdürlüğü, dava konusu edilen sahanın imtiyazında ve iş ve emniyet sahası içinde kaldığını, 3303 sayılı Yasa"nın 3. maddesi uyarınca bu sahada kalan taşınmaz malların sahiplerinin madenler üzerinde herhangi bir hak talep edemeyecekleri gibi madencilik faaliyetlerinden dolayı da tazminat isteyemeyeceklerini, kaldı ki rödovans sözleşmesi ile sahadaki üretim hakkını diğer davalıya devir ettiğini, davanın kendisine yöneltilemeyeceğini savunarak reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... 3303 sayılı Yasa"nın 3. maddesi uyarınca maden işletmeciliği sebebi ile meydana gelen zararlardan dolayı taşınmaz sahiplerinin hiçbir hak ve tazminat talep edemeyecekleri, şirketin faaliyeti sebebiyle oluşan bir zarar bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti raporu uyarınca, davacı derneğe ait binanın 1964 yılında yapıldığı, kolon ve kirişlerindeki çatlaklardan dolayı tehlike arz etmesi nedeni ile belediye tarafından yıkıldığı, yıkılmadan önce yapılan tespite göre binanın kömür madenciliği yapılan yerlerde görülen ve tasman denilen yer altındaki üretimin yer üstünde yer değiştirme ve birim deformasyonların ortaya çıkmasına neden olmasından dolayı oturulamaz hale geldiği aynı zamanda 46 yıllık yıpranma payı, üretimi sırasındaki işçilik ve malzeme durumu gözetildiğinde 2010 yılı itibari ile hesaplanacak değerinden %40+%10 indirim yapılması gerektiği gözetilerek hesaplanan 16.738,00 TL nin ödetilmesine karar verilmiştir.
Dairemizce eksiklik nedeni ile dosyanın mahalline çevrilmesinden sonra eklenen tapu kaydına göre dava konusu yapının bulunduğu taşınmazın 3303 sayılı Taşkömürü Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanun kapsamında kaldığı, taşınmazın 05/07/2011 tarihinde kadastro kanunu uyarınca zilyedi davacı adına tapulandığı, beyanlar hanesine 3303 sayılı Kanunun 3. maddesi gereğince idarenin ve ruhsat sahiplerinin maden arama ve işletme faaliyetlerine müdahale edilemez ve bundan doğacak zararlardan mülkiyet hakkına dayanılıp tazminat davası iddiasında bulunulamaz şerhi yazılı bulunduğu anlaşılmaktadır.
3303 sayılı Taşkömürü Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanun"un 3. maddesinde ""Bu Kanuna göre tespit ve tescil edilen taşınmaz malların sahipleri; madenler üzerinde herhangi bir hak iddia edemezler, işletme ve arama hakları yoktur, maden işletmeciliği sebebiyle meydana gelen zararlardan dolayı bir hak ve tazminat talep edemezler.
Madenleri işleten kurum veya tahsis sahiplerinin arama ve işletme hakları aynen devam eder, iş ve emniyet sahaları ile bu sahaların uzantısı içinde mevcut her türlü yeraltı ve yerüstü tesisleri aynen muhafaza edilir. Bu Kanuna göre tespit ve tescil edilen taşınmaz malların sahipleri, mülkiyet hakkına dayanarak bu konularda bir hak ve tazminat iddiasında bulunamazlar.
"Bu hususlar tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilir." hükmüne yer verilmiştir.
Bu itibarla, davalı şirketin diğer davalı genel müdürlük ile arasında imzalanan rödovans sözleşmesi gereğince kömür üretimi yaptığı, bilirkişi raporu uyarınca tasman etkisinin kömür madenciliği yapılan yerlerde görülen bir sonuç olduğu, anılan kanun maddesi uyarınca tapu kayıt maliklerinin dahi maden işletmeciliği sebebiyle meydana gelen zararlardan dolayı bir hak ve tazminat talep etme hakları bulunmadığı, dava tarihi itibari ile davacının zilyetlik hükümlerine dayandığı, sonrasında tapu maliki olduğu anlaşılmış ise de taş kömürü havzasında bulunan yapısında oluşan zararın tazmini için açtığı davanın yukarıda anılan yasa maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalı şirket yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.